Aradığınız Fransa’ya Ulaşılamıyor: Marsilya Gezi Notları

Aradığınız Fransa’ya şu anda ulaşılamıyor.. dıd dıd dıd dııııd. Marsilya. İşte bu şehre geldiğimizde bizde yarattığı hissiyat buydu. Bugün sizlere Aralık 2021’de gittiğimiz ve Fransız kaldığımız Marsilya’ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz..

Marsilya, Barcelona’ya taşındığımızdan beri hep bir gün gideriz dediğimiz bir yer olarak kalmıştı. Pandemi döneminde 3.kez bir gezi planımız(Roma, Portekiz ve son olarak Fas) iptal olunca keşfetme dürtümüz kursağımızda kalmasın istedik ve ani bir kararla Marsilya’ya bilet aldık.

Marsilya Hakkında Temel Bilgiler

Marsilya bize çok tanıdık bir uygarlık tarafından kurulmuş. Foçalılar M.Ö. 6. yy’da bugün Fransa’nın güneyinde yer alan bölgeye gelip bir koloni şehri kuruyorlar. Bu Marsilya’ya Fransa’nın en eski şehri olma ünvanı kazandırıyor.

Günümüzde ise Fransa’nın 900 bine yakın nüfusuyla en büyük 2. şehri konumunda. Futbol severler Olimpic Marseille dolayısıyla yakından tanısa da bizce hala kabuklarını kırıp bir turizm atılımı yapmaya çalışan bir şehir.

Marsilya eski limanı

Marsilya’ya Ulaşım

Barcelona’dan

Biz Barcelona’dan Marsilya’ya ulaşım için otobüs kullandık. Düzenli olarak Flixbus’ın veya Blablabus’ın otobüs seferleri oluyor.

Giderken saat ve fiyat en uygun seçenek Flixbus idi. İki kişi için 58 Euro verdik. Eğer erken bilet alırsanız çok daha uygun fiyatlara git-gel yapabilirsiniz. Ulaşım Flixbus’ın dediği 5,5 saatten 45 dakika daha uzun sürdü. Bunda özellikle Fransa sınırını geçtikten sonra başlayan trafiğin önemli bir etkisi var. Hep böyle midir bilmiyoruz. Otobüs giderken sadece Montpellier’de durdu.

Otobüs Saint-Charles otobüs terminalinde bırakıyor. Burası aynı zamanda tren garı. Terminalden eski liman tarafına 15-20 dakikada yürünebilir.

Marsilya Valiz Depolama

Bizim dönüşte evden checkout saatimiz otobüsten çok önceydi. Ev sahibi de çok anlayışlı olmayınca, tüm gün valizlerle dolaşmamak için valiz bırakacak bir yer aradık. Terminal binasının hemen dışında La Bag Mobile diye valiz depolama için bir hizmetin olduğunu gördük. Kabin boy valiz ve 2 sırt çantası için 11 Euro gibi bir ücret ödedik. Görevli muşmula suratlının tekiydi ama böyle bir ihtiyacınız varsa çok da bir seçenek yok gibi.

Konuma buradan, resmi sitesine ve fiyatlara buradan ulaşabilirsiniz.

Bulgar Faciası – Marsilya’dan Barcelona’ya Dönüş

Gelelim Marsilya’dan Barcelona’ya dönüşe. İşte hiç hatırlamak istemediğimiz kısım.. Maalesef dönüş yolunda saat ve gün olarak uyan tek firma Bulgar Union Krive idi. Hayatımızdaki en kötü otobüs yolculuğunu en pahalı fiyata yaşattı..

Anladığımız kadarıyla Bulgaristan’dan falan kalkıp İspanya’da Murcia’ya kadar giden bir otobüs. Yani nereden baksanız 3000 km! Otogardaki görevliye bu otobüs nerededir acaba dediğimizde bize acıyan gözlerle bakınca bir şeylerden şüphelenmiştik. Onlar hep gecikir demişti.. Gecikti.

Otobüs biletimiz 57 ve 58 idi. En arkada ve dipte olacağını zaten tahmin ediyorduk ancak otobüste 57 tane koltuk olduğunu tahmin edememiştik.. Evet bana satılan 58 numaralı koltuk otobüste yoktu! Daha da kötüsü koltuklardan birisi kırıktı. Ancak otobüsün perişan ve pis halinden koltuk numarasını kimsenin sallamadığını düşündük ve sağlam olan başka koltuklara geçtik. Pislik derken düşünün ki çöpler yerde, koridorda, koltukların arasında, her yerde. Bir de üzerine önümüze 2 çocuklu bir aile oturdu. Saatlerce çocukların çenesinden kafamız şişti. En sonunda onlar beraber oturmak isteyip yer değiştirmeyi talep ettiler. Bir gıdım rahatlamak adına tabi hemen kabul ettik.

Personel doğru düzgün İngilizce bilmez, klima açmazlar. Gerçek manada nefes almakta zorluk çektik. Fransa’dan çıkana kadar hemen hemen her kasabada(yaklaşık 10) durdular. Yarım saate varan yolcu beklemeler oldu. En sonunda yolculuk yaklaşık 10 saati geçerken, biz de zaten kendimizden geçmişken Barcelona’ya varabildik.

İşin özeti, her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsanız Union Krive uzak durmanız gereken bir firma.

Türkiye’den Marsilya’ya

Pegasus ve THY’nin İstanbul’dan direk uçuşları bulunuyor.

Marsilya’da Ulaşım

Marsilya’da metro, tramvay, otobüs gibi şehir içi ulaşım olanakları mevcut. Biz 4 gün boyunca hiçbirini kullanma ihtiyacı hissetmedik. Eğer stat tarafına gidecekseniz ihtiyaç olacaktır.

Marsilya’da Konaklama

Çoğu zaman olduğu gibi yine Airbnb ile kalmayı tercih ettik. Bölge olarak Eski Liman’a çok yakın olan Garibaldi caddesinde bir ev tuttuk. Fiyat aralığı kış dönemi için 40-50 Euro seviyelerinde seyrediyordu.

Evin linkini size de paylaşalım. Eksi yön olarak ev çok eski bir binada ama kendisi yenilenmiş. İnternet çok kötüydü. Çoğu zaman kendi internetimizi kullanmak zorunda kaldık. Asansör yoktu, bu da 5 kat merdiven çıkmak demek. Tabiki bu bilgilerin hiçbiri Airbnb’de yer almıyor 🙂

Bu bölgede ev tutacaksanız 3 aşağı 5 yukarı durum benzer olabilir. Sokaklar özellikle akşamları biraz tedirgin edici..

Burası Marsilya.. Getto yo yo..

Otobüsten inip kendimizi sokağa atınca çok büyük bir heyecan yaşamadık. Garibaldi caddesi boyunca, tuttuğumuz eve doğru ilerledikçe büyük bir gettoya geldiğimiz hissine kapıldık. Sağda solda Ortadoğu ve Afrika menşeili dükkanlar, Türk kebapçıları, binbir çeşit insan, dağınık ve pis sokaklar. Caddeyi bir kalabalık kaplamıştı ve bir çeşit eylem yapıyorlardı. Karşılarında onlarca polis otobüsü ve yüzlerce polis vardı. O hep televizyonda gördüğümüz Paris banliyölerindeki olayların içinde bulmuş gibiydik kendimizi. Neyse ki sağ salim evi bulmuştuk.

Sonraki günlerde de özellikle akşam saatlerinde sokaklarda genelde tedirgin halde yürüdük. Bazen tek bir kişi ama çoğu zaman ikişerli, üçerli veya beşerli gruplar sokaklarda kümelenmişler muhabbet edip gelip geçeni kesiyorlar. Belki bir şey olmayacaktır bilemiyoruz ama görüntü tedirgin ediciydi. Kaldığımız 4 gün boyunca 2-3 kez birilerinin laf atmasına veya hatta bir sokak delisinin fiziksel temasına maruz kaldık(ciddi bir şey değildi ancak yine de rahatsız edici).

Korkutucu bir şehir izlenimi vermek istemeyiz ama öyle 😀 Eğer gelecek olursanız akşamları ana caddeleri tercih ederseniz beeelki bir sorun yaşamazsınız 😀

Marsilya’ya Neden Gitmeli?

  • Bizce Marsilya öyle görülmesi gereken çok özel bir şehir değil (Köln yazımızı okuyanlar için söyleyelim, Köln kadar görülmemesi gereken bir yer değil hehe). Hele de Türkiye’den kalkıp özellikle gelinecek bir şehir hiç değil.
  • Eğer bir Güney Fransa turu yapıyorsanız veya bir sebepten bu bölgeden geçiyorsanız 2-3 gün gezmelik görmelik yer var.
  • Olimpik Marsilya’nın maçı için geliyorsanız üstte dediğimiz gibi 2-3 günlük bir plan yapılabilir
  • Eğer yazın geliyorsanız çevrede güzel turkuaz koylar ve bazı adalar var. Buralar ziyaret edilebilir.
  • Belki çok sıkılmışınızdır biraz heyecan istiyorsunuzdur ashgsfhgh

Marsilya’da Kaç Gün Kalmalı?

Kışın geliyorsanız 2 günde şehir merkezindeki belli başlı tüm önemli yerleri görebilirsiniz.

Yazın(deniz sezonunda) geliyorsanız, üstteki plana 1-2 gün daha ekleyip mavi tur yapabilir, Monte Kristo’da geçen hapishanenin olduğu adayı ziyaret edebilir veya çevredeki turkuaz koylarda serinleyebilirsiniz.

Marsilya’da Öne Çıkan Yiyecek ve İçecekler

Marsilya’da deneyimleyebileceğiniz birkaç özel yemek ve içki var. Onun dışında her çeşit etnik restoran var aç kalmazsınız.

Bouillabaisse

Denizci güveci/çorbası diyebileceğimiz bir yemek. Denizcilerin satamadıkları kaya balıklarını, karides, midye ve dönemine göre domates, patates, soğan gibi sebzelerle pişirmesine dayanıyor. Tabi günümüzde satamadıkları balıkları kullanmıyorlardır herhalde diye umuyorum 🙂

Ben bouillabaisse’yi eski limandaki OM Brasserie adlı mekanda denedim ve beğenmedim. Tadını tarif etmem zor ama bir sürü şey girince garip olmuş. Yemeğin tadı hep mi böyle kötü yoksa bu mekan mı becerememiş bilemiyorum. Ekmek falan yemesem hiç doyurucu da değildi. Bunlara rağmen de fiyatı da hayli yüksek: 22-23 Euro.

Panisse

Nohuttan yapılmış kıtır kıtır bir atıştırmalık. Gittiğimiz iki mekanda aperitif olarak ikram edildi.

Pastis

Anason aromalı bir içki. Marsilya’da ve Güney Fransa’da pek meşhur.

Marsilya Mekan Önerilerimiz

Bistrot l’Horloge

Oldukça küçük ama tıklım tıklım bir mekan. Şansımızı ilk denediğimizde yer yoktu. Akşam yemeği için 7’de rezervasyon yapıp tekrar gittik. Ne yediğimizi tam olarak hatırlamıyoruz ama hatırladığım kadarıyla menülerle sık sık değişiyor. Ama her şey güzeldi. Garsonlar İngilizce biliyordu. İki kişi 60 Euro civarı bir hesap ödedik.

Restaurant Les Arcenaulx Marseille Vieux Port

Bistrot l’Horloge’un birazcık ilerisinde aynı meydanda kalan daha ciks bir mekan. Burada öğle yemeği yedik. Günün menüsü kişi başı 27 Euro ve içecek dahil değildi. Kütüphane gibi insanın içini ısıtan tasarımından dolayı olabilir çok hoşumuza gitti. Tıklım tıklım da doluydu.

Hizmet genel olarak iyiydi. Garson güya İngilizce biliyordu ama biz ona Frangizce diyelim. Dediklerinden hiçbir şey anlamadık olur olur dedik ne deseler 😀 Garson üzerimizdeki kabanı, çantayı falan vestiyere götürünce bir korkmadım değil ahanda para isteyecekler diye ama paralı değilmiş 😀

Haliyle ne yediğimizi bilmesek de tatlı haricinde yediğimiz her şey çok güzeldi. Tavsiye ederiz.

Brasserie l’OM Café

Burası Eski limanın göbeğinde kalıyor. Genelde böyle yerlere çok turistik diye gitmeyiz ama çok fazla seçenek yoktu ve bouillabaisse’yi denemek istiyordum. Sonuç olarak sıradan bir mekan diyebiliriz. Servis biraz yavaştı. Panisse’yi burada da ikram olarak getirdiler. Bouillabaisse’yi yukarıda bahsettiğim gibi zaten beğenmedim. Sonuç olarak yine 2 kişi 60 Euro gibi bir şey ödedik.

Carry Nation

Marsilya’daki en ilginç ve akılda kalan deneyimlerimizden biriydi.

Son gece bir kokteyl barı denemek istedik. Google haritalarda konumu girip adrese gittik. Ancak adreste normal bir apartman vardı. Etrafta da bara benzer bir yer yoktu. Allah Allah apartman numarası ne acaba diye uygulamaya bakınca gördüm ki adres kısmında ‘gizli adres‘ yazıyor?!?! Biz de websitesinden belki adresi buluruz dedik. Siteye girince gördük ki bar ‘underground‘ olarak geçiyor! Açık adresi alabilmenin tek yolu ise rezervasyon yaptırmak. Hızlıca formu doldurduk, geleceğimiz vakti 15 dk sonrası için falan seçtik ve kısa sürede onay e-postasını aldık. E-postada mekanı bulmak ve girmek için direktifleri yollamışlardı.

Adrese göre bar hemen sokağın karşısındaki ‘hediyelik eşya dükkanı‘ idi. Kendilerini böyle kamufle etmişler 😅 İlk kapı camekan şeklindeydi ve bir kod girmemiz gerekti. Bunu girince karşımızda bir perde ve sağımızda ise gardrop kapağı vardı. İçimizden bir his dolaba yönelmemizi söyledi. Dolabın kapısını açınca bizi 3-5 kaban, mont vs karşıladı. Ancak vestiyerin arkası boştu ve tünel gibi gidiyordu. Dolabın içine dalınca nihayet barı bulduk!

Karşıda bar, yan da oturma odası gibi bir mekan. Ortam loş ve samimi biçimde döşenmiş. Herkes keyfinde. Garsonların gerek giyimi gerek tavırları ciks. O güne de özel önemli bir bartender gelmiş. Biz de onunkileri deneyelim bari dedik. İtiraf edelim ki kokteyllere bayılmadık. Bir daha gidersek kesinlikle mekanın kendi kokteyllerini deneriz.

Öğrendik ki ABD’de 1930’lu yıllarda bir dönem barlar yasaklanmış. O zaman bar sahipleri ve müdavimleri yakalanmamak için gizlice açık tutulan bu mekanlarda sesli konuşulmasın isterlermiş. Bu tip yerlere speakeasy bar denmeye başlanmış. İşte Carry Nation’da bu ilginç olayın modern dönem uyarlaması gibi.

Marsilya’nın Neyi Ünlü?

Marsilya deyince akla gelen ilk şey olabilir sabun. Çeşit çeşit aromalarla güzel kokular yayan sabunlar insanın aklını alıyor. Ancak gerçek Marsilya sabununun içinde aroma veya katkı malzemesi olmazmış. Sadece usulüne uygun yapılıp, yeşil veya beyaz renkte, %72 zeytinyağı oranına sahip olanlara Marsilya sabunu denebilirmiş. Geri kalanlar ticari ve turistik amaçlı sonradan üretilmeye başlanmış. Fiyat olarak da yeşil ve beyaz sabunlar daha az ilgi çekici ve daha ucuz oluyor.

Orijinal %72 yağ oranlı Marsilya sabunları

Yeşil elbiseler için falan kullanılırken beyaz sabun ise banyo yaparken kullanılmalıymış.

Marsilya Gezilecek Yerler

Marsilya Foçalılar tarafından bir liman şehri olarak kuruldu. Bugün Eski Liman denilen bölgede o zamanlardan bugüne şehrin kalbinin attığı yer olmuş. Gezilecek yerlerin büyük çoğunluğu da liman çevresinde kalıyor.

Eğer seyahatinizi ayın ilk Pazar’ına denk getirirseniz neredeyse tüm müzelere ücretsiz girebilirsiniz. Normal zamanlarda da müze ve katedraller ya ücretsiz ya da makul fiyatlarda.

Biz gezimiz boyunca hiç toplu ulaşım kullanmadık. Yürüyerek şehir merkezinde her yere ulaşabilirsiniz. Aşağıda gezilecek yerleri verdiğimiz sıra bizim ziyaret sıramız.

Marsilya Tarih Müzesi (Musée d’histoire de la Ville de Marseille)

Gezimize ilk olarak Tarih Müzesi ile başladık. Günlerden Pazar olduğu için müzeler ücretsizdi. Biz de fırsatı kaçırmamak adına bu müzeyi ve MUCEM ilk gün planına aldık.

Tarih müzesinin girişi AVM gibi bir yerden yapılıyor. Binanın bahçesinde tarihi eski limanın izlerine görmek mümkün. Marsilya’nın kuruluşundan bu yana bulunan eserler sergileniyor. Ayrıca gittiğimiz dönem Veba konulu özel bir sergi vardı. Sorun şuydu ki neredeyse tüm açıklamalar Fransızca’ydı. Görmedik ama İngilizce sesli rehber olabilir. Genel olarak idare eder.

MUCEM (Avrupa ve Akdeniz Uygarlıkları Müzesi)

Resmi sitesi: https://www.mucem.org/en

Görüntüsüyle ilgi çekici bir modern müze. Üstü ve 2 tarafı demir kontrüksüyonla çevrili iken bir tarafı denize sıfır.

Modern binanın yanı sıra limana giriş konumunda bulunan kaleye de giriş hakkı kazanıyorsunuz. Bu noktadan panoramik liman, Notre Damme ve Akdeniz manzarasını görebiliyorsunuz.

Müzede sergiler dönemsel olarak değişiklik gösteriyor. Ancak tema genel olarak Akdeniz kültürleri üzerine. Mesela biz gittiğimizde Akdeniz beslenme alışkanlıkları, aralarında İstanbul’un da olduğu 6 şehri geçmişten günümüze değişimi ve Gustave Flaubert’in Salambo isimli ünlü romanına dayanan tarihi Kartaca şehrinde geçen karakterler üzerine 3 sergi vardı.

Hem mimari hem eserler ve içerikler bakımından tavsiye edebiliriz. Normal giriş ücreti 11 Euro.

Cathédrale La Major (Büyük Katedral)

Bizans mimarisinin bir örneği olan Marsilya’nın en büyük katedrali. İçerisi sanki bir camiyi andırıyor. Giriş ücretsiz.

Marsilya Büyük Katedrali

Le Panier Semti

Büyük umutlarla gittiğimiz bir yer olmuştu Le Panier. Bir nevi Karaköy’ü diyelim buranın. Atölyeler, kafeler, grafitiler, dar sokakları ile bizi içine çeker demiştik ama pek çekmedi. Mevsim dolayısıyla da olabilir, sokaklar neredeyse boştu birçok dükkan da kapalıydı. Yazın gidilirse daha keyifli olabilir. Yine de grafiti ve sokak sanatı severler için yeterince malzeme var. Ayrıca biz gitmesek de Cours Julien caddesi de grafiti konusunda çok tatmin edici diyorlar.

Arch de Triumph (Zafer Kapısı)

Avrupa’nın birçok şehrinde olduğu gibi burada da bir zafer kapısı var. Tasarım olarak güzel olsa da o civarda takılan insanlardan dolayı güvende hissetmedik ve birkaç fotoğraf çekip hemen ayrıldık.

Marsilya Zafer Takı

Bu caddeden limana doğru yürürken ise kendimizi adeta Türkiye’de hissettik. Diğer Arap ve Mağrip dükkanları ve kültür benzeşmesinden dolayı insan Fransa’da olduğunu idrak etmiyor. Bakınız nişan/kına kıyafetleri.

Eski Liman

Liman bir nevi şehrin kalbi gibi. Noel pazarı veya halka açık etkinlikler burada gerçekleşiyor. Gün batımını görmek keyifliydi. Bir de limanda çatısının alta bakan kısmı aynalarla donatılmış sanatsal bir yapı yerleştirmişler(L’Ombrière de Norman Foster).

Abbaye Saint-Victor limanın güneyinde kalan eski bir kilise. Marsilya’da görülmesi gereken yerler arasında hep sayılmış ancak bizce another manastır/kilise 🙂

La Canebière caddesi

Sıra sıra güzel binaların ve altlarında dükkanların yer aldığı, geniş, insanların eylem falan yaptığı en ünlü yürüyüş caddelerinden biri. Marsilya’nın Champs-Élysées‘i olarak da nitelendirenler varmış ama abartmayın isterseniz diyoruz. Caddenin ünlü olmasının nedenlerinden birisi Albert’in bu şarkısıymış.

Artık tarihin tozlu yapraklarında yerini alsa da, 1860’da açılan Gran Caffe Turc(Büyük Türk Kafesi) caddenin ilk lüks ve en güzel kafesi olarak geçiyor. Kafenin ortasındaki fışkiye ve etrafında yer alan Türk, Çin, Arap ve Avrupa’da zamanı gösteren saatlerle, ünlü ressamlara ait eserlerle meşhur olup ressamlar, yazarlar, denizciler, gezginler arasında pek revaçtaymış. 1914’de 1.Dünya Savaşı’nda Osmanlı karşı cephede yer aldığı için kafenin ismi değiştirilmiş, 5 sene sonra ise kapatılmış. (Referans)

Cadde üzerinde hediyelik eşya veya sabun için birçok seçenek var. Caddenin limana yakın olan tarafında şık bir hükümet binası ve karşısında da Général-de-Gaulle Meydanı var. Gittiğimiz dönem Noel olduğu için meydan renkli, Noel öğeleriyle süslenmişti.

Öne Çıkan Diğer Caddeler

Roma ve devamında Belsunce caddeleri yaya trafiğinin yüksek olduğu işlek caddeler. Belsunce, La Canebière’yi dikine kesiyor ve Arch de Triumph’a kadar gidiyor. Giderken de adeta Batı’dan Ortadoğu’ya bir yolculuk yapıyorsunuz 🙂

Longchamp sarayından aşağı doğru uzanan Longchamp bulvarı bizim keyif aldığımız başka bir yol daha.

Palais Longchamp

Eski bir saray olan Longchamp, Marsilya liman bölgesinden birazcık yukarıda kalıyor. Biz yürüme 40 dk yürüyerek ulaştık. Tramvay seçeneği de mevcut. Yürürken yavaş yavaş Marsilya’nın Fransız yüzünü de görmeye başladık. Sokaklar daha sakin, binalar daha havalı(üstte sağdaki fotoğraf gibi).

Bu alanı büyük bir park olarak düşünebilirsiniz. İçinde bir zamanlar hayvanat bahçesi de varmış ancak kapatılmış. Onun haricinde bir uzay gözlem evi ve Longchamp sarayı var. Bugünlerde Longchamp sarayının içinde 2 tane müze var: Doğa Tarihi Müzesi(Muséum d’histoire naturelle de la Ville de Marseille) ve Güzel Sanatlar Müzesi(Musée des Beaux-Arts). İki müzeyi de ücretsiz ziyaret ettik. Biz Cinq Avenues Longchamp Metro durağı yönünde girdiğimiz için önce parkı gördük sonra sarayı ve gözlem evini.

Müzeler büyük ve çok da ahım şahım olmamasına rağmen ve biz çok keyif aldık. Sarayın ortasında yer alan kaskat su sistemi ve havuz bize Barcelona‘daki kaskatı anımsattı.

Son olarak ise uzay gözlem evine gidelim dedik. Gittiğimiz gün Planetoryum ziyarete kapalıymış ve görevli yarın gelmemizi söylemişti. Ancak yarın şehirden ayrılacağımızı söyleyince bir kıyak geçti ve Fransa’nın en eskilerinden olan 150 yıllık teleskobu görmemize izin verdi. Önemli keşiflerde de kullanılmış böyle bir aletle bir arada olmak çok heyecan vericiydi. Teleskop hala çalışır vaziyette olsa da kullanımı tehlikeli ve meşakkatli olduğu için günümüzde modern bir teleskop kullanıyorlarmış.

Fransa’nın en eski teleskoplarından!

Notre-Dame Bazilikası (Basilique Notre-Dame de la Garde)

Marsilya’nın en ünlü ve ikonik eserlerinden birisi Notre-Dame Bazilikası. Yüksekçe kulesinin üzerinde altından yapılma İsa’yı tutan Meryem heykeli var. Bulunduğu yüksek tepe dolayısıyla da her yerden ben buradayım diyor. Katedral 1897’de tamamlanmış. İçeride de denizcilik mesajlı motifler ve süslemeler yer alıyor. Genelde kiliseler/katedrallerin iç tasarımı loş ve iç karartıcı olsa da bu katedralin ki oldukça renkli, parlak ve göz alıcı.

Buradan müthiş de bir Marsilya manzarası var. Özellikle liman tarafı değil de Bazilika’nın arkasına doğru olan alan tepelik ve yeşillik baskın.

Buraya çıkmak için birkaç yol var. 60 numaralı otobüsle çıkabilirsiniz. 49 numara ise yakın bir yerde bırakıyor sanırım. İki otobüs de MUCEM tarafından gelip liman boyunca geçiyor.

Tabiki ikinci bir yöntem olarak yürüyebilirsiniz de. Unutmayın ki tepede yer aldığı için tırmanış zorlu olabilir.

Bizim tercih ettiğimiz 3. yöntem ise biraz paraya kıyıp Petite Tren‘le gitmek oldu. Limandaki özel durağından kalkan bu sevimli tren, limandan dolaşıp, Catalanes olarak geçen bölgede sahil boyunca gidiyor. Sahil boyunca, Monte Kristo romanında kontun hapsedildiği yer olan If şatosunun(Château d’If) olduğu adaları görebiliyorsunuz. Sonrasında mahalle arasına girip tepeye kadar çıkartıyor. Malum kış olduğu için rüzgarlı bir deneyim oldu bizim için. Tepeye çıkınca 25 dakika ara veriyor ve aşağı inip aldığı yerde bırakıyor. Petite Tren, kişi başı 8 Euro. 25 dakikalık mola açıkçası koştur koştur oluyor.

Otobüsle çıkıp dönüşte geze geze Eski Liman’a inmek makul bir seçenek olabilirmiş.

Gözlemlerimiz

  • Özellikle şehrin merkezi olan eski şehir kısmında büyük bir göçmen kitlesi var. Öyle ki bazı bölgelerde orijinal Fransız göremiyorsunuz veya bir Fransız restoranı bile bulamıyorsunuz. Kafasında medeniyet timsali Fransa’yı hayal edenler Marsilya’da hayal kırıklığı yaşayabilir. Daha ilk 30 dakikada büyük bir gettoya gelmişiz izlenimine kapıldık. Kalabalık, pis ve düzensiz sokaklar, tedirgin edici insanlar. Avrupa’dan Ortadoğu’ya 20’den fazla ülkede bulunduktan sonra sokaklarında bu kadar tedirgin olduğum ilk şehirdi Marsilya.
  • Kendimi Google’da suç oranlarına bakarken buldum. Yanılmamışız ki Marsilya Fransa’nın Nice’den(başka bir güney şehri) sonra en yüksek suç oranına sahip 2. şehri. Avrupa’da da 5. 6. sıralarda.. Belki bir şey olacağından değil ancak özellikle geceleri ana caddeleri kullanmakta fayda var. Tabii ki yankesicilere de dikkat!(Avrupa’da her yerde geçerli).
  • Eski şehirden birazcık uzaklaştıkça biraz daha ‘Fransız’ Marsilya’yı görmeye başlıyorsunuz.
  • İngilizce bilen oranı çok düşük. İspanyolca bilen birini bulma ihtimaliniz daha yüksek
  • Tüm bunların üzerine pahalı da bir şehir. Barcelona’ya %20 %30 civarı daha pahalı olduğunu gözlemledik. Özellikle de yemek-içme.

A plus tard!

Ender

Share
Published by
Ender

Son Yazılar

Eguisheim Gezi Notları

Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More

2 hafta önce

Turckheim Gezi Notları

Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More

1 ay önce

Colmar Gezi Rehberi

Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More

2 ay önce

İspanya’da Hayata Başlamak: NIE ve TIE Nedir? Oturum Kartı Randevusu Nasıl Alınır?

Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More

2 ay önce

Barcelona Restoran Tavsiyeleri

Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More

3 ay önce

1 Günlük Pamplona Gezi Notları

İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More

4 ay önce