Katalonya’nın İncisi: Girona Gezi Rehberi

Karşınızda Katalonya’nın bir başka güzel şehri olan Girona! Adından Game of Thrones dizisinde yer alan Bravoos şehri sahneleriyle de söz ettiren Girona, çok iyi korunmuş bir Orta çağ şehri. Girona, 4-5 günden uzun Barcelona planlarına gönül rahatlığıyla eklenebilir. Barcelona’ya yaklaşık 1.5 saatlik uzaklığıyla günübirlik ziyaret için çok uygun bir seçenek.

Girona Hakkında Genel Bilgi

Girona, Katalonya özerk bölgesinin kuzey doğusunda, Fransa sınırına komşu konumda yer alır. Katalonya özerk bölgesindeki dört şehirden en küçüğü ve Girona ilinin başkentidir. 2020 nüfus verilerine göre merkez nüfusu 103 binlik bu şehir, 2019 yılında yaklaşık 8 milyon ziyaretçi ağırlamış!

Peki 8 milyon ziyaretçi tesadüf mü? Hayır. Girona’ya şöyle bir bakalım:

  • Akdeniz kıyısında yer alıyor ve Costa Brava olarak adlandırılan müthiş koylara sahip bir kıyı şeridi var. Burayı Ege kıyıları gibi düşünebilirsiniz. Kısa bir tatilde bile insanlar Barcelona’dan ve çevre illerden hatta Fransa’dan kalkıp buraya hücum ediyorlar.
  • Salvador Dali’nin doğduğu ve yaşadığı Figueres, Girona’da.
  • Doğayı, yeşili mi özlediniz? Girona’nın iç kısımları özellikle de Fransa’ya yakın yüksek kısımları adeta bir Karadeniz.
  • Kayak yapmak isterseniz 2-3 tane kayak merkezi var.
  • Tarih isterseniz Katalonya’da onlarca orta çağ şehri bulabilirsiniz.

Biz bu yazıda sadece Girona şehir merkezinden bahsedecek olsak da, Girona bundan çok daha fazlasını vaat ediyor.

Kuşbakışı Girona manzarası

Girona’ya Nasıl Gidilir?

İstanbul’dan Girona’ya gitmek istiyorsanız direk bir uçuş yok. Bu yüzden önce Barcelona’ya gelip sonra Girona’ya gidebilirsiniz. Bir başka seçenek ise THY’nin Girona’ya Madrid üzerinden aktarmalı uçuşunu kullanıp oradan Girona’ya gelmek. Ama eğer Madrid’de işiniz yoksa bu seçenek biraz saçma olacaktır. Pegasus’un ise Girona’ya uçuşları bulunmuyor.

Eğer Avrupa’dan geliyorsanız, RyanAir, Wizz Air gibi havayolu firmalarının bazı Barcelona uçuşları Girona havaalanına gerçekleşiyor. Siz de bu uçuşlardan birisini kullanabilirsiniz.

Eğer Barcelona’dan Girona’ya gidecekseniz bunun için dört yol var:

  1. Araba kiralamak: Barcelona’dan Girona’ya araba kiralayarak giderseniz ve otobanı kullanırsanız  yol 100 km ve 1 saat 15 dakika sürüyor. Otobanda iki noktada geçiş ücreti olarak toplamda yaklaşık olarak 10 Euro ödüyorsunuz. Otobanı kullanmazsanız yol 188 Km’ye ve yaklaşık iki saate uzuyor.
  2. BlaBlacar kullanmak: Araba kiralamak yerine Girona’ya gitmek için Blablacar‘ı tercih edebilirsiniz. Bilmeyenler için Blablacar bir yolculuk paylaşım platformu. Kalkış ve varış noktaları ile gideceğiniz tarihi seçince aynı yolculuk planına sahip diğer insanları görüyorsunuz. Gideceğiniz saate ve güne göre fiyatlar değişkenlik gösterebilir. Ücret kişi başı 5 eurodan başlayıp 15 euroya kadar çıkıyor. Genelde insanlar otobanı kullanıyor ancak sürücüye sormakta da yarar var.
  3. Trenle gitmek: Eğer Girona’ya trenle gitmek isterseniz Barcelona’nın çeşitli tren istasyonlarından binebilirsiniz. Bilet fiyatları saate göre değişkenlik gösteriyor. https://www.renfe.com/es/es sitesinden saatlere ve fiyatlara göz atabilirsiniz.
  4. Otobüsle gitmek: Barcelona’dan Girona’ya sadece Alsa firmasının otobüsleri gidiyor. Bu otobüsler sabah 7.30 ile akşam 21.00 arasında çalışıyorlar ve Barcelona Nord istasyonundan kalkıyorlar. Yolculuk süresi 1.5 saat. Eğer Barcelona El Prat havalimanından Girona’ya gidecekseniz Sagales firmasının otobüsleriyle Girona’ya ulaşabilirsiniz. Otobüs biletlerini firmaların kendi sitelerinden kontrol etmelisiniz.

Girona’da Ücretsiz Park Yeri

İspanya’da sokaklara rastgele park etmek konusunda dikkatli olmakta fayda var. Sadece şehir sakinlerinin park edebileceği yerler var. Eğer yanlış yere park ederseniz yüksek cezalar ödeyebilirsiniz. Otoparklar ise biraz tuzlu olabiliyor. Biz sadece 2-3 saat için 10 Euro ödemiştik. Oteller bile park alanı için ekstra ücret talep edebiliyor. Bu nedenle sizinle Girona’da tespit ettiğimiz birkaç ücretsiz otopark alanını paylaşmak istiyoruz. Şunu da belirtelim ki şehir merkezinde araca ihtiyaç duymayacaksınız. O nedenle kaldığınız süre boyunca aracı bir yere bırakmak makul bir seçenek olacaktır.

İlki Ter nehrinin yanındaki park alanı. Genelde dolu gözükmesine rağmen biraz da şansın yardımıyla şehir merkezine yakın bir yerde park edebilirsiniz.

İkincisi ise biraz daha yürüme mesafesinde kalıyor. Ter nehrinin karşı yakasına geçince Mercadona isimli market zinciri var. Buranın bahçesine veya çevresindeki bir yere bırakabilirsiniz. Ortalama 15 dk’lık bir yürümeyle şehir merkezine ulaşabilirsiniz.

İki park noktasını ve Girona’daki diğer gezi noktalarını Google Haritalar bağlantısından ulaşabilirsiniz.

Girona’da Nerede Konaklanır?

Konaklama için otel ve Airbnb seçenekleriniz var. Otel fiyatları gideceğiniz mevsime göre değişkenlik göstermekte elbette. Yazın Airbnb’de iki kişi için gecelik 50-60 Euro’dan aşağı bulmak zor. Kışın fiyatlar tabi ki daha ucuz oluyor ve gecelik 20-25 Euro’dan başlayan fiyatlarla otel bulmanız mümkün. Küçük bir şehir olduğu için birçok yere yürüyerek ulaşım mümkün.

Biz İbis Otel’de kalmıştık. Temiz ve ufak bir otel diyebiliriz. Ancak araçla gelmediyseniz şehir merkezine biraz uzak kaçıyor.

Girona’da Nerede Yenir?

Biz bu gezimizde şehir merkezinde 1 gece kaldık ve 2 yerde yedik. Bir tanesi Sant Agusti köprüsünün Bağımsızlık meydanına(Plaça de la Independència) bağlandığı noktada yer alan El Racó Girona isimli İtalyan restoranıydı. Pizzalar lezzetli olsa da doyurucu değildi. Servis eh işte seviyesinde. Restoranın güzel tarafı, ister içeride oturup nehri izleyin, ister dışarda oturup meydanı izleyin.

İkincisi ise kahvaltı için gittiğimiz popüler bir yer olan La Fabrica Girona‘ydı. Dünyayı dolaşmış Kanadalı bir çiftin açtığı bisiklet temalı bu kafede sağlıklı kahvaltı seçenekleri bulabilirsiniz. Bu tip mekanlara zaman zaman acaba çok mu şişiriliyor diye ön yargılı yaklaşıyoruz. Ancak mekanın tasarımı, hizmet ve yiyecekler hepsi güzeldi. Tabi ki biraz pahalı bir yer olduğunu belirtmek lazım.

Bizim aldığımız avokadolu, yeşillikli, domatesli ve yumurtalı bir sandviç gibiydi. Hatta sandviçi öyle beğendik ki artık evde de düzenli yapıyoruz 🙂

Avokadolu, yumurtalı, peynirli sandviç

Girona’da Gezilecek Yerler

Girona, her köşesini keşfetmekten mutluluk duyacağınız bir şehir. Küçük olduğu için bir günde gezmeniz mümkün. Hala öyle ki merkezde yer alan şehir parkı(Parc de la Devesa) ile eski şehrin yüz ölçümü neredeyse aynı. Şehirden geçen Ter ve Onyar nehirleri Girona’ya ayrı bir güzellik katıyor.

Bu yazıda bahsettiğimiz bütün gezi noktalarına ve daha fazlasına Girona Gezilecek Yerler isimli Google Haritalar listemizden ulaşabilirsiniz.

Girona Eski Şehri (Barri Vell)

Öncelikle söylemem gerekiyor ki Girona’nın çok iyi korunmuş bir eski şehri var. Eski şehrin sınırları, Torre Gironella’dan başlayarak, 14. yüzyıl duvarının tamamını Portal del Carme’ye kadar takip eden, Portal Nou caddesinden Sant Martí Sacosta’ya giden, Oli meydanından tüm Calle de los Ciutadans’ı içeren hayali bir çizgi ile sınırlandırılmış diyebiliriz.

Girona’daki cazibe merkezlerinin, tarihi eserlerin, turistik yerlerin, dar sokakların, küçük meydanların toplandığı bölgedir burası. Şimdi gelin bu bölgede neler var bir göz atalım.

Girona Katedrali (Santa Maria Katedrali)

  • Resmi sitesi: http://www.catedraldegirona.cat/en/information/visiting.aspx
  • Giriş ücreti: Yetişkinler için sesli rehber dahil 7 Euro, öğrenciler için sesli rehber dahil 5 Euro ve 7 yaşın altındakiler için ise ücretsiz.

Katedral, şehrin en yüksek noktasında yer alıyor. Mevcut katedral binasının yapımına 14. yy’da başlanmış ve 18. yüzyıla kadar devam etmiş. Bu yapıda Gotik ve daha modern tarzların harmanlandığını görmek mümkün. Romanesk tarzdaki manastırın ve kutsal bir odanın tarihi ise 11.yy’a dayanıyor.

Katedral, toplam 23 metre genişliğiyle dünyanın en geniş ikinci nefine sahipmiş(Birincisi Vatikan’daki Aziz Petrus). Başlangıçta üç tane nef yapılmak istenmiş ancak elli yıllık bir tartışma sonucunda büyük bir nef yapımında karar kılmışlar (bravo!).

Kilisenin göz alıcı, vay be dedirten ön cephesi Pau de Costa tarafından 1730’da inşa edilmiş ve üç dikey gövdeden oluşuyor. Ana cephede 12. yüzyıldan kalma bronz bir melekle taçlandırılmış çan kulesi bulunuyor. Çan kulesinin dış cephesinde yer alan saatte dikkat çeken minnak bir detay var. Saatte rakamlar Roma rakamlarıyla I, II, III normal yazılmışken  IV yerine IIII yazıyor.

Taşa Dönen Cadı!

Kulenin hemen yanında suları boşaltmak için yapılmış çirkin bir cadı göze çarpıyor. Efsaneye göre bu cadı, tapınağa küfreden ve nefretini taş atarak gösteren ve bunun sonucunda ‘ilahi bir müdahaleyle’ taşa dönüştürülen bir kadını temsil ediyor. Böylece ağzından daha fazla küfür ve hakaret değil, temiz yağmur suyu çıksın istenmiş.

Suyu, binanın cephesine değdirmeden ve harca zarar vermeden boşaltmak için yapılan bu sanatsal borulara gargoyle deniyor. Özellikle Gotik mimari anlayışında sık sık mitolojik karakterler kullanılmış. Benzerleri Avrupa’nın her yerinde karşınıza çıkabilir.

Gargoyleler ile ilgili Instagram paylaşımımıza bakın

Katedralde, resim ve sunakların bulunduğu otuz kadar şapel bulunuyor. Yine katedralin vitray pencereleri üç tipte yapılmış. Özellikle Saladriga gül penceresi olarak bilinen üçüncü grubun yapımı dikkat çekiyor. Saladriga, Barcelonalı bir cam üreticisi ve İspanyol Barok sanatının en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor.

Katedrale giriş için Game Of Thrones’ta da ekranlara gelen 17.yüzyılda yapılmış etkileyici 90 basamaklık taş merdiveni tırmanmanız gerekiyor. Meydandan, merdivenler ve sonunda katedral çok etkileyici görünüyor.

Katedral, Temmuz ve Ağustos’ta 10:00 – 19:30 arası, Kasım’dan Mart’a 10: 00-17: 30 arası ve yılın geri kalanında 10:00-18: 30 arası açık.

La Basilica de Sant Feliu (Sant Feliu Bazilikası)

  • Giriş Ücreti: Katedrale bilet aldıysanız aynı biletle girebilirsiniz

Basilika, Girona’nın ilk katedraliymiş. Girona Katedrali’ne yürüme mesafesinde bulunmakta. Girona görüntüsünün ayrılmaz bir parçasını oluşturan iğne şeklindeki çan kulesi, katedralinkiyle birlikte şehrin profilinde öne çıkıyor.

Adını, piskoposlukta bilinen ve saygı duyulan ilk şehit olan Sant Feliu’dan almış. Burada Sant Feliu, şehrin koruyucu azizi olan Sant Narcís ve diğer birkaç azizin mezarı bulunuyor. Kilisenin yapımına ilk olarak 4.yüzyılda başlanmış. Daha sonra Girona’nın Araplar tarafından işgal edilmesiyle, Araplar burayı camiye çevirmişler. 8. yüzyılın sonlarına doğru ise Frenklerin Girona’yı fethinden sonra tekrar katedrale çevrilmiş ve bir rahipler topluluğu kurulmuş. Şu anki kilisenin yapımına ise 14.yüzyılda önceki döneme ait yapılar üzerine inşa edilerek başlanmış. 18.yüzyılda ise nihayet tamamlanmış. Fakat 1989’a kadar binanın çeşitli yerlerine eklemeler, bağlantı çalışmaları, restorasyonlar yapılmış. Kiliseye baktığınızda bu yüzden birden çok tarzı görebiliyorsunuz. Kat planı Romanesk tarzda, tonozlu çatı Gotik tarzda ve cephe Barok tarzda yapılmış. 

Pazartesiden Cumartesiye 10.00 ile 17.30 arasında, Pazar günleri ve tatil günlerinde ise 13.00-17.30 arasında açık.

La Leona Heykeli

Eski şehir bölgesine Sant Feliu köprüsünden geldiğinizde sizi karşılayan dişi aslan heykeli. Ancak öyle çok büyük ve gösterişli bir şey beklemeyin. Bir efsaneye göre, aslanın poposunu öpen kimse bir daha Girona’ya gelirmiş. Covid nedeniyle bu ritüel belediye tarafından yasaklanmış haliyle.

Casas Del Onyar (Onyar Evleri) ve Eyfel’in Dokunuşu

Onyar Nehri’nin Girona’dan geçerken ağır ağır akışına eşlik eden tabloluk evler, bu muhteşem şehrin en sembolik, tekil ve tekrarlanan kentsel görüntüsünü oluşturur, arkalarında kemerli meydanlar, Arnavut kaldırımlı sokaklar, dik merdivenler, kemerlerle dolu bir labirent dünyası gizler.

Önceleri şehrin kale duvarlarına tünemiş gibi duran evler zamanla sarkan çamaşırlar, balkonlar, pencereler ile kaotik bir görüntü sunarmış. 80’li yıllarda bu kıyı evleri restorasyon geçirilip ve sanatsal dokunuşla bugünkü tabloluk görüntüsüne kavuşmuş. Sıra sıra dizilmiş renk renk evler, evlerin nehir üzerinde yansıması, arkada başını uzatmış katedral kartpostal gibi doyulmaz bir manzara yaratıyor. Kendinizi tutamayıp yüzlerce fotoğraf çekiveriyorsunuz.

Onyar nehri ve sıra sıra dizilmiş renkli evleri

Nehrin üzerinde şehrin iki yakasını birbirine bağlayan köprüler bulunuyor. Bu görsel şölene bir katkı da Eyfel kulesinin mimarı Gustave Eiffel‘den gelmiş. Puente de Hierro(Demir Köprü) ve Puente Eyfel olarak bilinen köprü, kırmızı baklava desenli demir örgüsü ile manzaraya ayrı bir boyut katıyor.

Bu nehir üzerindeki en önemli evlerden biri de ünlü mimar Rafael Maso’nun doğduğu yer olan Casa Maso’dur. Köprünün üzerinden baktığınızda beyaz rengiyle kolayca diğerlerinden ayırt edebilirsiniz. 2012’den beri de halka açık ve ziyaret edilebilir. Noucentista dönemine ait (20. Yüzyılın başlarında Modernizm akımına karşı başlayan Katalan kültürel hareketin adı) mobilyalarla dekore edilmiş bu evi görmek için giriş ücreti 6 Euro ve 16 yaşın altındakiler için ise ücretsiz.

Taş Köprüler

Onyar evleri boyunca Eyfel Köprüsü’nün yanında 3 tane daha taş köprü var. Önceleri Romanesk dönemden kalma başka köprüler varmış ama yok olup gitmişler. Günümüzde o bir iki Romanesk tarzdaki köprünün yerini Pont de Pedra(Taş Köprü) olarak bilinen 2. Isabel Köprüsü almış. 19.yy’ın ortalarında inşa edilmiş. Eski şehri, nehrin diğer tarafındaki Mercadal semtine bağlıyor. Durup etrafı izlemek için Girona’daki en güzel noktalardan birisi.

Los Baños Árabes (Arap Hamamları)

  • Giriş ücreti: Giriş yetişkinler için 3 euro, 8 yaşından küçükler için ise ücretsiz.

Yapı ilk olarak 1194 yılında inşa edilmiş. 1285 yılında  Fransız birliklerinin kuşatması nedeniyle tahrip olunca, Kral II. Jaime 1294 yılında banyoların yeniden inşa edilmesi emrini vermiş.

Ayrıca  bu hamamların Araplar tarafından yapılmadığını belirtmek gerek. Girona Müslümanlar tarafından fethedilmiş ancak sürekli savaşmaktan bir şey yapma fırsatı bulamamışlar. Sadece, görünüşü nedeniyle Arap hamamlarına benzediği için bu isimle anılıyor.

Formlarının sadeliği ve içeriye girdikten sonra ışık ile kasvet arasındaki etkileşimin güzelliği açısından hoş. Romanesk tarzda yapılmış. Bina, en soğuk su bölgesinden en sıcak bölgeye geçişe izin veren farklı odalardan oluşuyor. Bu odalar, soyunma odaları, soğuk oda, ılık oda, sıcak oda, fırın odası ve kazan olmak üzere beş tane oda.

Arap Banyoları, Marttan Ekime kadar Pazartesiden Cumartesiye 10.00-18.00 arası , Pazar günleri ve tatillerde 10.00-14.00 arası açık.  Kasım ayından şubat ayına kadar ise pazartesiden cumaya  ve Pazar ve tatil günleri 10.00-14.00 arası, cumartesi günleri 10.00-17.30 arası açık.

Manesterio de Sant Pere Galligants ( Aziz Pere Galligants Manastırı)

Şehrin tarihi kısmında yer alan yapılardan biriside bu manastır. Aslında inşasına başlandığı 992 yılında manastır, şehir surlarının dışında kalıyormuş ancak 14.yüzyıldan itibaren şehir genişleyince, manastır da bu bölgeye dahil olmuş. Şu an görebildiğimiz mevcut bina ise 12.yüzyılda inşa edilmiş.

Manastır adını, manastırın yanında bulunan ama artık su taşımayan küçük Galligants deresinden almış. Bu manastır hiçbir zaman büyük bir manastır olamamış. Burada cemaat tarafından gerçekleşmesi gereken büyük dini olaylar Sant Nicolas Kilisesi’nde yerine getirilmiş ve manastırda sadece vaftizler gerçekleştirilmiş.

19. yüzyıl ise manastır için sonunun başlangıcı olmuş adeta. 1800’lü yılların başında Girona’yı çok etkileyen savaş, buradaki küçük cemaatin sürülmesine neden olmuş ve manastır tahrip edilip harabeye dönmüş. Savaşın sona ermesinden seneler sonra ise buraya İspanyol Sivil Muhafızlarının bir kışlası kurulmuş. Manastır, 1931 yılında ise Kültürel Varlık ilan edilmiş. 1992 yılından beri Katalonya Arkeoloji Müzesi’nin bir parçası.

Museu d’Arqueologia de Catalunya (Katalonya Arkeoloji Müzesi)

  • Giriş ücreti: Yetişkinler için 6 Euro. 65 yaş üstü kişiler ve öğrenci kimlik kartına sahip olanlar için 4 Euro. 16 yaşından küçükler için ise ücretsiz. Ayrıca müze her ayın ilk Pazar günü ücretsiz.

Müzenin üst katı Paleolitik, Neolitik, Son Tunç ve Demir Çağı’na karşılık gelen tarih öncesi örnekler sergileniyor. Yine aynı katta bulunan diğer bir bölüm ise İberlilere, Fenikelilere ve Yunanlılara ait seramikler, yazıtlar, çeşitli aletler gibi nesnelere ayrılmış. Zemin katta ise manastırdan kalan orta çağa ait lahitler bulunuyor.

Müze, Mayıs-Eylül arası Salı’dan Cumartesi’ye 10.00-19.00, Pazar günleri ise 10.00-14.00 arası açık. Ekimden Nisan’a kadar ise Salı’dan Cumartesi saat 10.00-18.00 arası ve Pazar günleri 10.00-14.00 arası açık. Pazartesi günleri müze kapalı.

Muralla de Girona (Girona Surları)

Yüzyıllardır şehri çevreleyen bu duvarlar Girona’nın simgelerinden birisi. Roma döneminde şehrin kuruluşundan bu yana uğradığı saldırıları önlemek için inşa edilmiş. M.Ö 1. yüzyılda inşa edilen ve 10. yüzyıla kadar değişmeden kalan bu surlar Fransız Savaşı nedeniyle yapılan tadilatlara kadar, sayısız kanlı mücadelelere ve şiddetli kuşatmalara sahne olmuş.

Girona surlarından panoramik Girona manzarası

20.yy’ın ikinci yarısında, surların kentsel dönüşümü engelleyen kısımları yıkılmış. Sadece ev ve ulaşım yollarının inşasına engel olmayan bölümleri ayakta kalabilmiş.

Surların bulunduğu bu alan ve çevresi günümüzde yapılan restorasyonlar ve gezinti yollarıyla ziyaretçilerin uğrak noktalarından birisi. Üzerinde ücretsiz olarak yürümek mümkün. Uzun olduğu için birden fazla yerden giriş yapılabiliyor. Örneğin küçük ama güzel Jardin de Muralla(Sur Bahçesi)’dan başlayıp Katedral’e kadar duvar üzerinde gidebilirsiniz veya tam tersi istikamette. Sur boyunca ara ara kuleler var. Buralardan panoramik olarak eski şehri görebiliyorsunuz. Bu kulelerden en ünlüsü Torre Gironella. Siz de bizim gibi şehri, çatıları, hayatı yukarıdan izlemeyi seviyorsanız mutlaka surlara çıkın!

El Call (Yahudi Mahallesi)

Hem mimari hem de tarihsel olarak Girona şehrinin en sembolik ve ilginç bölgelerinden biridir burası. Tarihi 12. yüzyıla kadar uzanır ve Avrupa’nın en iyi korunmuş Yahudi mahallelerinden biridir. 12. yüzyılda Yahudiler Girona’ya  gelmeye ilk başladıklarında katedrali de içine alan bu bölgede 800 Yahudi’nin yaşadığından bahsediliyor. Yahudiler ülkeden sürüldükleri 1492 yılına kadar da burada yaşamışlar.

Bu mahalle, dar sokakları, şirin evleri, merdivenleri ve kemerleriyle adeta bir labirent gibi birbirine bağlanıyor.

İsrail Büyükelçiliği’nin girişimleri ve yardımıyla bu mahallenin bir kısmı rehabilite edilmiş. Yine bu bölgede Musevi Tarihi Müzesi bulunuyor. Biz ziyaret etmedik ama etmek isteyenler için Museu d’Història dels Jueus olarak geçiyor.

Palau del Vescomptat ve Sant Martí Kilisesi

Rastgele dolanırken denk geldiğimiz ve ilk görüşte beğendiğimiz yerlerden birisi oldu burası. Dar bir sokaktan basamakları iniyorsunuz, önce küçük bir geçiti geçiyorsunuz sonra geniş bir kemer sizi karşılıyor. Karşınızda uzayıp giden merdivenler, üzerinde tatlı bir kafe, sol tarafınızda ise merdivenlerin tepesinde turkuaz kapılı Sant Marti kilisesi yer alıyor. Gerçekten güzel bir görüntüye sahip.

Rambla de la Llibertat (Özgürlük Caddesi)

Tarihi 1885’lere dayanan ve 1869 yılında dikilen cucaña(özgürlük) ağacına ithafen Özgürlük Rambla’sı olarak adlandırılan bu yürüyüş caddesi Onyar nehri kıyısı boyunca uzanıyor. Yol üzerinde Casa Norat gibi ilgi çekici binaların yanı sıra mağazalar, restoranlar, kafeler bulunuyor. Eski şehrin en önemli yürüyüş caddesi.

Özellikle kemerli geçitlerin bulunduğu kısım bizim çok hoşumuza gitti. Bu geçitlerin olduğu yerlerde birkaç sürpriz sizi bekliyor:

Plaça dels Raïms

Avrupa’nın en küçük meydanı olduğu söylenen bu tipsiz meydan sadece 24m2!

Tavandaki Paris Haritası

Rambla üzerinde kemeraltı boyunca yürüyüp tavana dikkat ederseniz eski bir Paris haritası görebilirsiniz! Ne alaka diyebilirsiniz. 19.yy’ın sonlarında Parisien olarak bilinen bir iç giyim dükkanı bu ilginç haritayı yaptırmış

Plaça de la Independencia ( Bağımsızlık meydanı)

Birçok kafenin ve restoranın bulunduğu bu meydan, adını Napolyon’a karşı verilen bağımsızlık savaşından alıyor. Halk arasında Plaça de Sant Agusti olarak da biliniyor çünkü önceden burada Sant Agusti Manastırı varmış. Meydanın merkezinde ise savaşta ölenlerin anısına yapılmış bir anıt var. Mercadal mahallesinde bulunan bu meydan varlığını mimar Martí Sureda borçluymuş. Bu bölgedeki en keyifli alanlardan birisi.

Girona Bağımsızlık Meydanı

Parc de la Devesa (Devesa Şehir Parkı)

Adı gibi devasa olan bu park, yaklaşık 40 hektarlık bir alana sahip, Girona kentindeki en büyük kentsel yeşil alan ve Katalonya’nın da en büyüklerinden biri. Ter, Onyar ve Güell nehirlerinin kesişim noktasında bulunuyor. Devasa kelimesi Katalanca’da , doğal bitki örtüsüyle kaplı , otlatmaya ve yakacak odun kullanımına yönelik bir arazi uzantısı anlamına geliyor. Ve aslında, başlangıçta sözlük anlamındaki gibi kullanılmış bu park. Daha sonraları yürüyüş alanı olarak kullanılmaya başlanmış. Eski şehre yakın olan tarafında bir botanik bahçe ve kafe var.

Devesa Parkı

1859’da belediye mimarı Martí Sureda belediye başkanının emriyle Devesa’nın mevcut düzenlemesini tasarlamış ve ilk muz ağaçları dikilmiş. Proje, Devesa’nın halihazırda mevcut yapısına ve boyutlarına kavuştuğu 19. yüzyılın sonunda tamamlanmış.

Parkın içinde iki haftada bir pazar kuruluyor. Bizde şansımıza bu pazara denk geldik ve görüntüler Türkiye’yi anımsattı.

Girona halk pazarı!

Ayrıca parkta atış poligonları ve model uçaklar, futbol sahası, Girona Binicilik Derneği tesisleri, Fira de Girona alanı , Oditoryum ve Konferans Merkezi de gibi birçok tesise ev sahipliği yapıyor. Özellikle yazın gidiyorsanız, böyle gölge serinlik yeri her yerde bulamazsınız.

Girona Şehrinin Koruyucuları!

Aslan, kurt, ejderha.. Bu hayvanları şehrin koruyucusu veya simgesi olarak duysanız şaşırmazdınız. Ancak Girona’da şehrin koruyucuları olarak gösterilen ilginç yaratıklar var: Kara Sinekler!

Hikayemiz 13.yüzyıla Fransızlar’ın Girona’yı kuşatmasına dayanıyor. Gironalılar savaşmadan teslim olmasına rağmen dur durak bilmeyen Fransız askerler eski şehrin sokaklarına dağılıp hunharca önlerine gelen ne varsa yağmalıyorlar. Yağmaladıkları şeylerin arasında kiliseler de var. Bunlardan birisi ise Aziz Narcís’in mezarının yer aldığı Sant Feliu kilisesi. Askerler Narcis’in mezarını pervasızca açınca içinden kara sinek sürüsü çıkıyor. Önce mezarı açan askerlere sonra şehri kuşatan diğer Fransız askerlere dadanıyorlar. Fransızlar korku içinde kuşatmayı bırakıp kaçıyorlar. Böylece Girona kurtuluyor. Bugün Girona’nın bazı sokaklarında veya hediyelik eşyaların üzerinde kara sinek figürleri görebilirsiniz. Ayrıca Gironalılar her yıl 29 Ekim’de Aziz Narcis’in adına düzenlenen festivali kutlar.


Evet bir yazımızın daha sonuna geldik. Biz Girona’da vakit geçirmekten çok keyif aldık. Umarız bu yazıyı okuduktan sonra Girona’ya gidip keyifli bir gezi de siz yaparsınız. Hasta luego amigos!

Ender

Share
Published by
Ender

Son Yazılar

Eguisheim Gezi Notları

Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More

2 hafta önce

Turckheim Gezi Notları

Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More

2 ay önce

Colmar Gezi Rehberi

Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More

2 ay önce

İspanya’da Hayata Başlamak: NIE ve TIE Nedir? Oturum Kartı Randevusu Nasıl Alınır?

Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More

3 ay önce

Barcelona Restoran Tavsiyeleri

Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More

3 ay önce

1 Günlük Pamplona Gezi Notları

İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More

4 ay önce