Krallardan birinin geçişi
Eğer yolunuz Barcelona’ya düştüyse, bu güzel şehri muhtemelen sevecekseniz. Ancak siz Barcelona’yı bir de festival zamanlarında görün. Müzik, orijinal dekorasyonlar, dans, eğlence ve hepsi ücretsiz!
Biz de eğlence paylaştıkça çoğalır dedik ve Barcelona’daki festivalleri ve ardında yatan hikayeleri sizler için listeledik. Çoğu festivalin kökeninin Katolik Hristiyan inançlarına ve ritüellerine dayanması bizi de şaşırttı.
Her bir festival tabi ki aynı keyfi vermeyecektir. Bazılarını burada yaşamıyorsanız, ilgilenmiyorsanız farketmeyebilirsiniz ya da ‘ee bu mudur?’ bile diyebilirsiniz. Keyifli festivallerden birine denk gelirseniz ne ala. Özellik Gràcia Sokak Festivali, La Merce, Karnaval ve Vic Ortaçağ festivali bizim favorilerimiz. Listeye yararlı olur düşüncesiyle Barcelona çevresindeki şehirlerde olan bazı festivalleri de ekledik.
Birçok dünya şehrinde olduğu gibi Barcelona’da da yeni yıl kutlanıyor. Bu dönemde noel ağaçları, ışıklı süslemeler, eğlenceler, havai fişek gösterileri ilginizi çekebilir. Katedral meydanı, Barceloneta, La Rambla civarlarında çeşitli etkinlikleri yakalayabilirsiniz. Dürüst olmak gerekirse çok da bir şey beklemeyin 🙂 Birçok süsleme bile aslında Noel’den kalanlar denilebilir. En büyük etkinlik muhtemelen havai fişek gösterisi olacaktır.
Dünyada Noel, genel olarak 24-25 Aralık’ta kutlansa bile bunda Amerikan emperyalizminin ve pazarlamasının önemli bir etkisi var. Hala birçok ülkede 6 Ocak’ın Hristiyanlar için ayrı bir önemi vardır. İspanya için de bu şekilde diyebiliriz. Hani çocuklar Noel baba hayali kurarlar ya, işte bu üç muhterem de İspanya’daki çocuklar için benzer öneme sahiptir.
Türkçe’de üç müneccim veya maguşlar diyen geçen şahıslar, İran tarafında yaşayan bilgelermiş. İsimleri Gaspar, Melkior ve Baltazar olarak geçiyor. Bunlar Hz. İsa’nın doğumunu bir şekilde haber alıp/hissedip yollara düşüyorlar ve Hz. Meryem ile İsa’yı buluyorlar. Bugün Noel ağaçlarının başında yer alan yıldız, işte bu 3 adama yollarda rehberlik eden yıldızı(bir açıdan Hz.İsa’yı) temsil eder. Müneccimler gelirken yanlarında altın, mür denilen bir çeşit reçine ve günnük(sığla ağacıymış) getirirler.
Kapadokya’dan Antalya’ya oradan Avrupa’ya bu 3 kralı, Hz.İsa’nın doğumunu gösteren birçok çizimde görebilirsiniz.
Zaman içerisinde 3 kralın fiziksel görüntüsü de Noel Baba gibi kalıplaşmış. Melkior, beyaz tenlidir ve Avrupa’yı temsil ederken, Gaspar, sarı tenlidir ve Asya’yı temsil eder. Baltazar ise siyah tenlidir ve Afrika’yı temsil eder.
Barcelona, Madrid gibi büyük şehirlerde bugün özel bir şekilde kutlanır. Örneğin Barcelona’da bu müneccimler deniz yoluyla gelmiş gibi limanda karşılanır ve şehrin anahtarı teslim edilir. Böylece herkesin evine girip çocuklar için hediyelerini bırakabilirler. Sonra belirlenmiş bir rota üzerinden Montjuic tepesine kadar bir yürüyüş gerçekleşir. Yürüyüşte her müneccimin ayrı bir rengi ve aracı oluyor. Önlerinde ve aralarında çeşit çeşit gösteriler yapılıyor.
Şimdi böyle anlatınca çok dini, kasıntı bir şey gibi gelmiş olabilir. Açıkçası anlattığım hikayeyi bilmeyip bu törene denk gelseniz, bunun dini bir tören olduğu aklınızın ucundan bile geçmez. Özellikle ilk defa görenler için, muhteşem bir geçiş. Müzikler, renkler, gösteriler, dekorasyon vs her şey çok iyi. Aynı zamanda Noel Baba hikayesindeki gibi çocuklar bu müneccimlere mektuplar yazıyorlar. Geçiş töreni sırasında birçok görevli mektupları teker teker topluyorlar. Etrafa da bol bol şeker dağıtıyorlar. Tabii ki hediyeleri alanlar yine anne babalar 🙂
Buradaki ilk Reyes Magos günümüzün ertesi günü ekmek almaya çıktığımda pastanenin önünde anormal uzunlukta bir sıraya şahit oldum. Ne aldıklarını anlayamayınca Ilgım bir operasyon düzenledi ve milletin Tortell de Reyes (İsp. roscón de reyes) adında bir turta için sırada olduklarını öğrendi. Biz de nedir, nasıldır merak edip aldık bu turtadan. Görüntüsü aşağıdaki gibi. Oldukça pahalı olduğunu söylememiz lazım. Tadına bayılmadık ama kötü de değildi. Turtanın içine bir fasulye tanesi ve krallardan birinin figürü gizleniyor. Ayrıca kağıttan bir taç koyulur. Geleneğe göre fasulyeyi bulan turtanın parasını öderken, kral figürünü bulan tacı takar.
Calçot(kalsot diye okunuyor) yeşil soğana benzeyen bir sebze. Sadece Katalonya’da yetiştiği söyleniyor. Direk salata içerisinde olmasa da zaman zaman yemeklerde kullanıldığını görüyoruz.
Calçot harman yapıldığı dönemde festival düzenlenip büyük ateşler yakılıyor. Bizim közlenmiş mısır yapma gibi bu calçotları ateş üstünde iyice közlüyorlar. Sonra üzerindeki zarı soyup romesco sosuna batırıp yiyorlar.
Calçot’un tadına bakmak istiyorsanız bir Katalan restoranına uğrayabilirsiniz veya Tarragona’nın Valls köyündeki festivale katılabilirsiniz. Festivalin adı La Calçotada de Valls diye geçiyor ve Ocak’ın son haftası kutlanıyor.
Diğer İspanyol yemeklerini başka bir yazımızda bulabilirsiniz.
Karnaval sadece İspanya’da değil, Avrupa’da çeşitli ülkelerde kutlanan bir festival. Hristiyan inancına göre, önceden Hristiyanlar bizim Ramazan ayı gibi yaklaşık 40-45 gün oruç tutarmış. Oruç dönemi, Ash Wednesday dedikleri gün başlayıp Paskalya’ya kadar gidiyor. İşte bu oruç günleri başlamadan önce de karnaval düzenleyip Allah ne verdiyse yerlermiş. Tabi şimdilerde kimsenin oruç tuttuğu yok hatta böyle bir şeyin varlığından bile haberdar değiller. Neyse ki karnaval unutulmamış 🙂
Karnaval Fat Thursday denilen günde başlar ve orucun başlayacağı Ash Wednesday gününe kadar bir hafta sürer.
Karnaval deyince akla ne gelirse hepsini bulabilirsiniz: müzik, dans, kalabalık, kostümler, geçit törenleri, yemekler..
Eğer Barcelona’daysanız hemen hemen her semtte ayrı ayrı etkinlikler düzenleniyor. Biz favori semtimiz olan Gracia’ya gitmiştik. Gotik ve Raval’a da şans verilebilir. En iyisi yukarıda verdiğimiz websitesinden etkinlikleri kontrol etmek.
Katalonya’da Karnaval zamanı hangi şehirde olursanız olun mutlaka bir kutlama bulursunuz. Özellikle beklenen önemli günlerden biridir. Katalonya’da bugün “Jueves Lardero” diye de geçiyor. Yani bol bol yağlı şeyler yiyip şişmece. Özellikle coca de llardons ve botifarra yemeyi pek severler. Coca olan hamur işiyken, botifarra Katalan mutfağında önemli bir yere sahip olan domuz sosisinden ve yumurtadan yapılır.
Karnaval için hiç Brezilya’yı gitmedim ama o televizyonda gördüğüm Rio Karnavalı’na en yakın şey Sitges Karnavalı’ydı. Akşam saatlerinde başlayan uzun, renkli ve keyifli bir kortej oluyor. Buralardaysanız kaçırmayın.
Paskalya’dan önceki Cuma günü Hristiyanlar Hz. İsa’nın ölümünü anarlar. O hafta kutsal kabul edilir ve Paskalya(Easter) ile beraber çeşitli etkinlikler olabilir. Özellikle Barcelona Katedrali önünde veya yakınındaki Carrer de Ferran’da geçişler olur. Bu etkinliklerde doğal olarak dini öğeler daha baskındır. Çeşitli kilise grupları üzerinde Meryem’in ya da İsa’nın olduğu tahtları omuzlarında müzik eşliğinde taşırlar.
İlk defa görenler için ilgili çekici olabilir. Sadece Katalonya’da değil tüm İspanya’da, hatta köylerde bile geçişlere şahit olabilirsiniz.
Güller ve kitaplar. Bir yanda dünya kitap günü bir yanda Katalanların Sevgililer günü. İşte karşınızda 23 Nisan!
Dünya kitap günü olan 23 Nisan’da, Katalonya’da erkekler kadınlara gül, kadınlar ise erkeklere kitap alır. Resmi tatil olmamasına rağmen Katalonya Meydanı, La Rambla ve Passeig de Gràcia hınca hınç dolar. Milyonlarca gül ve kitap satılır. Sardanas ve castellers gibi Katalan geleneklerini sahnelenir. Passeig de Gràcia‘da binlerce gülle süslenen Casa Batllo‘yu görmeden geçmeyin!
Bu efsanenin farklı hallerine başka şehirler, ülkeler için de duyabilirsiniz. Biz sizi Barcelona’ya özgü haliyle baş başa bırakıyoruz..
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bir ejderha bir kasabayı kendine esir eder. Kasaba sakinleri de kendilerini rahat bıraksın diye ejderhaya sığır verirler. Ancak bir gün sığırlar biter, sıra insanlara gelir. Bakireler teker teker ejderhaya kurban edilir. Bu böyle devam eder, ta ki kısa çöpü kralın kızı çekene kadar.. Kral tabi ki istemez kızının yenmesini. Ferman verir der ki; kim ejderhayı öldürürse prensesi alabilir. Yakışıklı bir şövalye ortaya çıkar. Şövalye ejderhayla çarpışmadan önce, kral ve maiyetindeki herkesin Tanrı’yı kabul etmesini ve vaftiz edilmelerini ister. Hepsi kabul eder. Ejderha ile savaşır ve kılıcını ejderhanın boynuna saplayıp işini bitirir. Bu cengaverin adı Jordi’dir (George’un Katalan versiyonu).
Bu hikayeyi Barcelona’ya özel kılan 2 şey vardır. Birincisi: hikayemiz Montblanc’ta geçiyor. İkincisi ise, Katalonya’daki sözlü geleneğe göre, ejderhadan dünyaya saçılan kan damlacıkları bolca çiçek açan bir gül çalısına dönüşmüş. Şövalye içlerinden en güzel gülü alır ve prensese takdim eder.
Jordi aynı zamanda Katalonya’nın koruyucu azizidir.
Eminiz ki birçoğunuz Katolik kiliselerindeki ekmek yeme ve şarap içme ayinini duymuştur. Bunlar kutsandığında ekmek Hz.İsa’nın etini, şarap ise kanını temsil eder. Çünkü İncil’e göre Hz.İsa ‘her kim benim etimi yiyip kanımı içerse sonsuz yaşama haiz olur‘ gibilerinden bir şey demiş. Corpus Cristi’de bu inanışa dayanan bir kutlama. 1320 senesinden beri yani 700 yılı aşkın süredir bu olay Barcelona’da kutlanmaktaymış.
Corpus’ta Barcelona’nın her tarafında irili ufaklı etkinlikler olabiliyor. Öne çıkan 3 şey var. Bunlar Barcelona Katedrali, Santa Maria del Mar gibi Barcelona’nın önemli kiliselerinde ve belediye binası gibi yerlerde sergilenebiliyor.
Çicek aranjmanları: Çiceklerle ilgili birçok süsleme yapılabilir. Çiçeklerden yapılmış halılar bunlara örnektir.
Dans eden yumurta: Tam olarak nereden gelmiş bilinmese de dans eden yumurta yüzlerce yıldır Katalonya’da Corpus’un önemli simgelerinden birisi olmuş. Bunun için yukarı yönde su fışkırtan fıskiyeler kurulur. Yumurtada bu suyun üzerine yerleştirilir. Suyun tazyiği ile beraber yumurta suyun üzerinde kalır ve ‘dans eder’. Katalanlar’a göre dans eden yumurta olayı dünyada sadece burada varmış ve yaklaşık 400 senedir yapılıyormuş.
Kortej: Asıl Corpus günü ise (Pazar günü), renkli bir kortej gerçekleşir. Dini öğelerden çok geleneksel öğeler öne çıkar. İlginç 9 Katalan Geleneği yazısında bahsettiğimiz devler kral ve kraliçe, aslan, kartal, at, öküz gibi figürlerle yer alır. Bunun yanında insan kuleleri, askeri bando ekibi, dansçılar, müzisyenlerle tam bir festival havasına bürünür. Bu geçiş genelde Barcelona Katedrali önünde olur.
O kadar festivalden bahsediyorsak biraz da müzik diyelim! Barcelona’da 6-7 tane orta-büyük çaplı müzik festivali olsa da öne çıkan 2 tanesi var. Biletleri 1-2 sene önceden biten cinsten müzik festivalleri bunlar.
Primavera Sound festivali genelde Indie rock türünde grupları ağırlıyor. Arcade Fire, The Cure ve daha birçok ünlü grubu da ağırlayan bu festival 10 gün sürüyor. Konserler Forum denen yerde yapılıyor ki burası konser, etkinlik olarak tasarlanmış bir alan. Kamp yapmak mümkün olmasa da o çevrede birçok otel mevcut.
Primavera Sound biter bitmez abisi olan Avrupa’nın önde gelen müzik şölenlerinden Sonar Müzik Festivali başlıyor ve 3 gün sürüyor. Sónar‘ı bir sanat, tasarım, teknoloji ve müzik festivali olarak tanımlıyorlar. İlk tohumları Barcelona’da atılmış ve bugün İstanbul’da dahil olmak üzere başka şehirlerde de gerçekleştiriliyor.
Sonar’ı gündüz ve gece olarak iki farklı yerde yapıyorlar. Gündüz olan Sonar by Day, şehir içinde İspanya Meydanında yapılırken, Sonar by Night, şehir dışında gerçekleşiyor.
Malum yılın en kısa gecelerinin olduğu bu tarihlerde Barcelonalılar yazın gelişini Sant Joan günü ile kutlarlar.
Bu günde en göze çarpan şey ‘ateş’tir. Şenlik ateşi olsun havai fişekler olsun kaçırmanız çok zor! Özellikle eski eşyaları ateş yakmak için kullanırlar. Onun dışında bu günün 2 farklı sembolü daha vardır: su ve yeşillik ot.
Eğer Sant Joan günü Barcelona’daysanız öne çıkan adres Barceloneta‘dır. Yani Barcelona’nın ünlü plajı. 23’ü akşam hava karardı mı herkes matını, piknik örtüsünü, şarabını, cavasını alıp plajlara koşar ve havai fişek gösterisini seyre dalar. Hemen hemen tüm semtlerde hatta Katalonya genelinde de insanlar meydanlarda toplanır, şenlik ateşleri yakılır, konserler verilir, içkiler içilir.
İşin gerçeği biz Barceloneta’yı çok tavsiye edemeyeceğiz. Çünkü AŞIRI kalabalık oluyor. Sahilde adım atacak yer kalmıyor. Diğer yandan tüm şehirde HERKES bir şeyler patlatıyor. Buranın yerelleri bile Sant Joan gününde şehir dışına çıkıp kafa dinlemeyi tercih ediyor. Malum havai fişeği, çat patı, kutlamaları sabaha kadar durmuyor.
Barcelona’da öne çıkan sokak/semt festivalleri Temmuz gibi başlar ve 3 aydan uzun süre devam eder. Hemen hemen her hafta bir semtte festival olur. Örneğin, Sant Andreu, Raval gibi semtlerle başlar, Gràcia’da zirve yapıp Sants, Poblenou gibi semtlerle devam eder. Bizim eski mahallemiz olan Eixample dahil başka semtlerde de oluyor ancak en dikkat çekeni yeni mahallemiz olan Gràcia festivaliydi. Gràcia’nın yanında Sants ve Poblenou da fena değildi. Festival boyunca 7’den 77’ye herkes için çok farklı etkinlikler düzenlenir ve semtlerin çeşitli bölgelerine yayılırlar. Hepsi ücretsizdir (bildiğimiz kadarıyla).
İşte bizim en sevdiğimiz festival Gràcia! Gràcia, Barcelona şehir merkezinin iç kesiminde kalan bir semt. Öncelerde Gràcia ayrı bir köy olarak geçermiş ama zamanla büyüyüp kalabalıklaşmış. Barcelona da diğer taraftan büyümüş büyümüş ve en sonunda birleşmişler. 1817’den beri hemen her sene Gràcialılar 15 Ağustos’ta daracık Gràcia sokaklarını rengarenk ve farklı temalarda süslerler. Sokaklar arasındaki bu yarış sonucunda en başarılı tasarım ödüllendirilir. Nasıl temalar derseniz mesela Harry Potter’dan, madencilerin hayatına, dinazorlardan plastik kullanımına dikkat çekecek el işlerine, sebzelere, meyvelere, sinemaya kadar çok farklı konularda süslemeler gördük.
Festivalin yanında Gràcia semti, Barcelona’nın diğer bölgelerine nazaran farklı bir mimariye, havaya sahiptir. Genelde turistler tarafından ıska geçilse de bizim en sevdiğimiz semttir. Bu semte taşınmamızın sebebi de işte buydu. Öylesine gittiğimiz birçok sefer bir etkinliğe denk gelmişizdir. Festival olmasa bile mutlaka gezi planına eklenmesi gereken bir yer!
Gràcia benim Barcelona’da katıldığım ilk festival olduğu için bende ayrı bir yeri var. Hayatımda ilk defa böyle bir sokak festivaline katılmıştım. Sokak süslemeleri zaten çok orijinaldi. Bunun yanında 7’den 70’e herkes için etkinlikler düzenlenir. Gràcia’nın çeşitli meydanlarında veya sokaklarında farklı tarzda konserler verilir. İnsanlar özgürce şarkı söyler, dans eder, kimse kimseye karışmaz ve hepsi ücretsizdir. Sadece içtiğiniz biraya, vermuta para verirsiniz. Onda bile fırsatçılık yoktur. Bira fiyatı sabit ve 2 Euro’dur. 1 Euro da o seneki Gràcia festivali için özel bastırılmış plastik bardaklar için verirsiniz ve tekrar tekrar kullanabilirsiniz.
Olumsuz anlamda söylenebilecek tek şey herhalde kalabalık olur. Dar sokaklar hınca hınç dolduğu için ilerlemek, mekan değiştirmek baya zorlu olabiliyor.
Festivale dair tüm etkinlikleri resmi sitesinde bulabileceğiniz mobil uygulamalarla takip edebilirsiniz.
Gràcia festivali biter bitmez, Sants Festivali başlar. Sants da, Gràcia gibi Barcelona’daki başka bir semttir. Benzer tarzda sokak süslemeleri ve konserler düzenlenir. Gràcia kadar havalı değil ama şans vermeye değecektir.
Bir başka sokak festivali daha.. Poblenou’da Gràcia ve Sants’daki gibi sokak süslemeleri görmezsiniz. Daha çok sanatsal etkinlikler olur. Sinema, dans, müzik, mural ve daha birçok şey..
Poblenou önceleri bir sanayi mahallesi iken zamanla binalar, fabrikalar boşalıyor ve yerini sanatçılar, alternatif işlerle uğraşan insanlar alıyor. Bazen yanından geçersiniz de anlamazsınız ama öyle enteresan mekanlar, insanlar ve hayatlar var bu semtte..
Katalanlar’ın da kolonicilik faaliyetlerinde bulunduğu biliyor muydunuz? 19.yy’da birçok Begurlu Katalan zengin olma ümidiyle yollara düşer. En aktif oldukları bölgeler ise Küba ve Antiller’miş. Zengin olmayı başaranlar şehrin kalkınmasına büyük katkıda bulunmuş. O bölgeden getirdikleri zenginlikler arasında Küba kültürü de varmış: rumba, gastronomi ve rom!
Begur, Katalonya’nın ünlü Costa Brava bölgesindeki küçük bir kasaba. Her sene Eylül’ün ilk haftasonunda 3 gün boyunca Indianos festivali düzenlenir. Herkes beyaz keten elbise giyip ve hasır şapkalar takar, rom ve mojito içer, kıpır kıpır Kübe müzikleriyle eski Havana ruhunu yaşatırlar.
Milliyetçi Katalanların en coştuğu gün! Katalan gününüz kutlu olsun! 11 Eylül’de meydanlar insanlar, bayraklar, sloganlarla dolar taşar. Ancak korkmayın öyle hır gür duymadım. Gayet şenlik havasında insanlar bir araya gelir yürüyüş yapar, slogan atar, şarkılar söyler ve dağılırlar. Bunların yanında bazı Katalan geleneklerine de şahit olabilirsiniz. Plaza de Cataluña ve Plaza de España heyecanı yaşamak için doğru adres..
Tarihine bakacak olursak 11 Eylül 1714 Katalonya’nın Fransız-Kastilya birliklerine yenilip siyasi özgürlüğünü kaybettiği gün. Katalanlar da bir araya gelip şehitlerini ve kahramanlarını anıyorlar. Tabi son senelerde bağımsızlık gösterileri için de iyi bir bahane oluyor.
İşte Barcelona’nın en meşhur ve en sevilen festivali!
1687’de Barcelona çekirge istilasına uğrayınca, bizdeki yağmur duası misali çareyi Meryem Ana’dan yardım dilemekte bulmuşlar. Şehir istiladan kurtulunca da Meryem Ana şehrin koruyucu azizesi ilan edilmiş ve o gün bugündür Meryem’i onore etmek için La Mercè kutlanırmış.
Müzik, dans, Katalan gelenekleri, şovlar.. Kısaca onlarca belki yüzlerce etkinlik 5 gün boyunca Barcelona’nın dört bir yanına yayılır. Normalde tüm bu etkinlikler ücretsiz ve halka açıktır ancak pandemi ile birlikte 2020’de hijyen kurallarına uyulacak şekilde, rezervasyonlu ve az sayıda katılımcı ile sağlandı. Güzel etkinlikler kaşla göz arası dolduğu için biz sadece 2-3 etkinliğe katılabildik. Turist olarak pandemi devam ettikçe katılım biraz zor olabilir.
Takip etmesi, planlaması biraz zordur çünkü bir sürü etkinlik vardır ve neyin ne olduğunu anlamaz, hangisine gitseniz bilemezsiniz. Etkinlik dili genelde Katalanca oluyor.
Sitges, Barcelona’nın güneyinde güzel bir Akdeniz şehri. Tarihi güzelliklerinin yanında 1968’den beri devam eden fantastik ve korku filmleri festivaliyle de dünyaca ünlü. Bu zamana kadar birçok ünlü Hollywood yıldızını konuk etmiş.
Film festivali ne kadar ilginizi çeker bilemiyorum. Çünkü genelde İngilizce dublaj veya İngilizce altyazılı olmuyor. Bu nedenle biz film izlemedik. Bizim ilgimizi çeken asıl şey ise festival zamanı yapılan Zombiewalk (Zombi yürüyüşü) etkinliği oldu. Düşünün ki binlerce zombi ilginç kostüm ve makyajla o gün Sitges’e hücum ediyor! Enteresan ve keyifli bir ortam.
Bizim ilk zombi yürüyüşümüz olduğu için ne yapsak bilemedik ve kostüm giymedik. Eğer erken gelirseniz ücretsiz zombi makyajı yaptırabiliyorsunuz. Makyaj sırasına girsek de 10-15 kişi fark ile geç kalmışız. Festival ve zombi yürüyüşü ile ilgili en güncel bilgiyi gideceğiniz zaman Sitges Film Festivali sitesinden kontrol edebilirsiniz.
Octoberfest dediğin Almanya’da kutlanır. Ancak Barcelona’da da Plaza de España’da ki etkinlik alanında büyük bir çadır kurulur ve insanlar eğlenir. Kalabalık genelde 14-20 yaş arası genç nesildir. Bol bol bira, sokak yemekleri, müzik, dans… Giriş ücretsiz.
İspanya’da 1 Kasım Azizler günüdür. Cadılar bayramı veya Meksika’daki Ölüler gününe benzer biçimde, Katalanlar da eski zamanlardan beri o gün mezarlık ziyaretinde bulunurlar ve ölülerini anarlar. O günün arefesinde tüm gece ayakta kalırken, ateş yakıp kestane kebap veya tatlı patates yerler. Bunun yanında mevsiminde ne yetiştiriyorlarsa tüketilebilir. Özellikle panellet çok ünlüdür. Birçok fırında bulunabilir. Günümüzde ekim kasım döneminde birçok sokak kestanecisine rastlamak mümkün.
Vic, Barcelona’ya trenle yaklaşık 1.5 saat mesafede yer alan bir ortaçağ kasabası. Her sene Aralık ayının başlarında, bu tarihi şehrin sokakları ve meydanları çeşit çeşit tezgahlarla, sergilerle dolar. İnsanlar ortaçağa dair kıyafetler giyer ve geleneksel ürünler, lezzetler satılır.
Beklediğimizin ötesinde bir festivalle karşılaşmıştık. Tezgahlar neredeyse Vic’in her yerine yayılmıştı. Saatlerce sokaklarda dolandık ve çok keyif aldık. Her zevke uygun bir şeyler bulunabilir. Şehrin tarihi görüntüsü bile gitmek için güzel bir sebep.
İspanya’da Noel coşkusu aslında Noel’den 4 hafta önce başlar. Bu döneme advent deniyor. İslam’daki 3 aylar gibi düşünülebilir.
O ünlü noel pazarları aslında bu advent ile başlar. Yazının başında bahsettiğimiz 3 Kral gününe kadar neredeyse 40 gün tüm bu etkinlikleri görebilirsiniz.
Özel bir festival olmasa da, bu dönemde sokak ışıklandırmaları yapılır, Noel pazarları kurulur. Bir de Hz. İsa’nın doğumunu gösteren dekorasyonlara bol bol rastlarsınız(nativity scene). Normal zamanlara göre sokaklar daha canlıdır.
Özellikle Barcelona Katedrali’nin önündeki meydanda 1786’dan beri kurulan Santa Llúcia noel pazarına göz atmayı unutmayın. Katalanların kendine özgü bazı Noel geleneklerini keşfedebilirsiniz. Devasa boyuttaki ‘caga tío‘ çocukların ilgisini çekebilir.
İşte Barcelona ve çevresinde öne çıkan festivaller bu şekilde. Başka bir yazıda görüşmek üzere!
Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More
Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More
Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More
Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More
Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More
İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More