Iglesia-de-los-Jesuitas-toledo
Hola! Sizlere İspanya’nın Madrid’den önceki başkentinden Toledo’dan sesleniyoruz!
Toledo, başkent Madrid’in 80 km güneyinde, Kastilya – La Mancha özerk bölgesinde bulunuyor. Üç bir yanını Tajo nehrinin çevrelediği Toledo, İspanya’nın en önemli ve en turistik yerlerinden birisi. Roma döneminde şehre Toletum adı verilmiş, Arapların burayı fethinden sonra ise şehrin adı Tuleytula olarak adlandırılmış.
Toledo’dan gittiğimiz her yere ve daha fazlasına bu bağlantıdaki Google haritalar listesinden ulaşabilirsiniz.
Biz Toledo’ya Madrid üzerinden geldik. Bunun için eğer arabanız yoksa iki alternatifiniz var: otobüs ve tren. Madrid- Toledo arası trenle 33 dakika civarı sürüyor. Tren fiyatları gidiş için 14 euro ve dönüş için fiyatlar daha yüksek olabiliyor.
Biz Toledo’ya gitmek için Alsa otobüs firmasını kullandık. Gidiş – dönüş kişi başı 11 euro ödedik. Madrid-Toledo arası günde 74 sefer varmış ve 24 saat otobüs bulabilirsiniz.
1 saat gibi kısa bir sürede Madrid’den Toledo’ya varıyorsunuz. İniş yeriniz Toledo otobüs terminali ve buradan birkaç dakika yürüyerek Toledo şehir merkezine varıyorsunuz. Merkeze kolayca varabilmeniz için yürüyen merdivenler var. Bunu kullanmanızı öneririz çünkü Toledo yokuşlu ve eğimli bir yer. Yok ben yürüyeceğim derseniz de biraz yorucu oluyor bilmenizde fayda var.
Türkiye’den Toledo’ya direk uçuş yok. THY ya da Pegasus’la Madrid’e inip otobüs ya da trenle Toledo’ya geçmeniz mümkün.
Toledo’da eski şehri gezerken yürüyeceksiniz. Ancak konaklamayı şehir merkezinde yapmıyorsanız, eski şehire ulaşım sağlayabileceğiniz otobüsler mevcut. Ulaşım kartınız olmasa bile 1.50 euro karşılığında ulaşımınızı çok rahat sağlayabilirsiniz. Şu mobile uygulama(Android) üzerinden hatları, güzergahları, saatleri kontrol edebilirsiniz.
Toledo’da konaklama yapabileceğiniz birçok otel bulunmakta ama bunlar birazcık pahalı. Hele de bizim gibi spontane kararlar veriyorsanız muhtemelen geç kaldınız.
Toledo gezimizde yine Airbnb’yi kullandık. İki kişi tek gece için 35 Euro ödedik. Kaldığımız yer Toledo’nun merkezinde değildi ama Toledo’ya 10-15 dakikada ulaşabileceğimiz bir lokasyonda idi. Bölgenin adı Santa María de Benquerencia (Polígono) diye geçiyor. Madrid otobüsünden indikten sonra bir 100 metre kadar yürüyüp duraktan bölgeye belediye otobüslerini kullandık. Eğer şehir merkezinde uygun fiyata bir yer bulamayıp siz de biraz şehir dışında kalmak zorunda olacaksanız gözünüz korkmasın.
Siz de bizimle aynı eve denk gelip tontiş ev sahibiyle tanışabilirsiniz. Kadın 70-80 yaşlarında ve İngilizce bilmiyordu ancak oldukça kibar ve cana yakın birisi. Ev de gayet temizdi.
Gelelim Toledo’da gezilecek yerlere. Toledo’da gezilecek görülecek çok yer var. Eğer planlı bir şekilde ve en odak yerleri gezmek istiyorum diyorsanız size önerimiz Toledo turist bilekliklerinden almanız. Bu turist bilekliği Toledo’nun sembolik ve en önemli yedi yerini barındırıyor. Ayrı ayrı girerseniz 3 Euro’dan 21 Euro ödeyeceğiniz giriş ücreti yerine 10 euro karşılığında bilekliği alabilirsiniz. Bu bilekliklere yedi anıtın herhangi birinin girişinde ulaşmanız mümkün. Hem bu kadar lokasyonu içermesi hem de uygun fiyatlı olması sebebiyle bu bilekler için Toledo’yu tanımanın en kolay ve en iyi yoludur diyebiliriz. Tabi bu 7 yere dahil olmayan ama görmeniz gereken yerlerden de bahsettik 😉
Ayrıca bilekliğin son kullanma tarihi yok yani bileğinizden çıkarana kadar veya kesene kadar Toledo’da kaldığınız süre içinde kullanabilirsiniz. Bir gittiğiniz yere bir daha gidebilirsiniz. Ayrıca 11 yaşın altındaki çocuklar için bu yerlere girmek ücretsiz.
Şimdi gelin bu yedi yeri inceleyelim…
Bu yapı Toledo’nun hatta İspanya’nın en güzel Gotik yapılarından biri olarak gösteriliyor. Burası Don Juan’nın doğumu ve Toro Savaşında alınan zaferin şerefine Kastilya kraliçesi Isabel ve Aragon kralı II. Ferdidand tarafından inşa ettirilmiş. Oğullarının ve alınan zaferin şerefine inşa ettirmiş olsalar da aslında Isabel ve Ferdinand burayı öldüklerinde gömülmek için yaptırmışlardır. Fakat öldüklerinde buraya değil Granada Katedrali’nin içine gömülmüşler. Bu kilise de onların ölümünden sonra manastıra çevrilmiş.
Manastıra girdiğinizde ortasında bir bahçenin ve portakal ağaçlarının olduğunu görüyorsunuz. Ayrıca kocaman ve işlemeli pencereler de gözünüze çarpıyor.
Manastıra turist bilekliğiniz olmadan giderseniz giriş için 3 Euro ödemeniz gerekiyor. Pazartesi’den Pazar’a her gün saat 10.00 ile 17.45 arası açık. Yaz saati için ise saat 10.00 ile 18.45 arası açık. 1 Ocak ve 25 Aralık’ta kapalı.
Bu yer de dahil olmak üzere turist bilekliğinin geçerli olduğu yedi yer için eğer bilekliğiniz yoksa ziyaret saatleri ve ücretler aynı.
Toledo’da birçok sinagog var fakat bunlardan en ünlüsü Santa Maria. Sinagog, Toledo’nun Yahudi mahallesi olan La Juderia’da bulunuyor.
İçeri girdiğinizde kocaman sütunları görüyorsunuz. Bu sütunlardaki kabarık işlemeler dikkat çekici ve bir anlamı bulunuyor. Sütunlara dikkatli bakarsanız ananasa benzeyen bir işleme görüyorsunuz. Ananas, İsrail halkının birliğini temsil ediyor. Yine sütunların bittiği yere kadar yukarı bakarsanız pencereleri görecekseniz bu pencerelerin altında ki işlemlere baktığınızda da başta sadece bir işleme gibi dursa da aslında Davud’un Yıldızı’nı görüyorsunuz. Bu yıldız da bildiğiniz üzere Yahudiliğin sembolü olarak kabul ediliyor.
Kısacası bu sinagog çok sade gibi dursa da dikkatli incelediğinizde Yahudiliğin sembollerini de içeren birçok detaya sahip.
Toledo’nun tarihi merkezinde bulunan bir kilise. 14.yüzyılın sonlarında 11.yüzyıldan kalma bir cami üzerine inşa edilmiş kilisedir. Mudejar tarzdaki kulesi dikkat çekicidir. Bu kule eski bir minareden inşa edilmiştir.
Bu kiliseyi önemli kılan şey kiliseye girerken ve çıkarken göreceğiniz El Greigo’nun o ünlü tablosudur. Bu tablo cömert ve hayırseverliliği ile bilenen Orgaz Kontu’nun cenaze törenini anlatmaktadır. Tablonun hemen önünde ise Orgaz Kontu’nun mezarını görebilirsiniz.
Kilise, Santa Tome kilisesine çok yakın bir mesafede bulunuyor.
Bu kilisede dikkat çeken şey birkaç yıl önce ortaya çıkarılan kalıntılar. Kiliseye girdiğinizde hemen sol tarafta aşağıya doğru inen dar bir merdiven göreceksiniz. Buradan geçip ilerleyince bu kazılarda ortaya çıkarılan yapılar karşınıza çıkıyor.
Önceleri bir cami olarak inşa edilse de Hristiyanların şehre hakim olmasından sonra bir kiliseye dönüştürülmüş. Bu dönüşüm 11.yüzyılın sonlarında başlamış ve 15.yüzyılın sonlarına kadar devam etmiş. Ayrıca minare önce kuleye sonrasında da eklenen yapılarla bir çan kulesine dönüştürülmüş.
Bu cami 999 yılında inşa edilmiş. Toledo’daki İslami mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Yapıldıktan iki yüz yıl sonra bir kiliseye dönüştürüldüğünde bile o İslami tarz takip edilmiş yani aslını bozmadan bir kiliseye çevirmişler.
İçeride pek bir şey kalmamış. Sadece haç bulunuyor. Caminin bir de avlusu bulunuyor.
Bu kilise Barok tarzda inşa edilmiş çok eski bir kilise. Yapımı yüz yıldan fazla sürmüş. Roma’daki Gesu kilisesi model alınarak yapılmaya çalışılsa da İspanyol esintileri de işin içine girmiş. Konumu itibariyle tüm şehre hakim. Kilisenin içindeki merdivenleri kullanarak en yukarı çıktığınızda şehir ayaklarınızın altında. Buradan çok güzel şehir manzaraları yakalayabilir, Instagram gibi sosyal medyada beğenilerinizi artırabilirsiniz.
Bu yazının fotoğrafı da yine bu kiliseden çekilmiştir.
Burası eski bir okul. Turist bilekliği almamış olsanız bile sokaklarda gezerken muhakkak önünden bir iki kez geçiyorsunuz.
Önceleri halka kapalı olsa da 2015’ten bu yana halka açık.
Burası başpikopos ve kardinal Siliceo tarafından kurulmuş. Okulun amacı genç kadınların iyi birer anne olmaları için eğitilmesiymiş.
Bu okulun bir de avlusu var. Bu avluya gitmenizi sağlayan kapının üzerinde Kardinal Siliceo’nun portresini görüyorsunuz.
Siliceo buraya öylesine bağlı imiş ki öldüğünde buraya gömülmek istemiş ve öyle de olmuş.
Bu yerlerin dışında Toledo’da gezebileceğiniz başka yerler de var. Örneğin Toledo’nun eski kısmına girerken göreceğiniz o meşhur Puerta de Bisagra yani Bisagra Kapısı. Kendisi şehre açılan ve Emeviler döneminden kalma bir kapıdır.
Şehrin en ihtişamlı yapılarından birisi. Katedral restorasyonda olduğu için içine giremedik o nedenle çok yorum yapamayacağız. Ancak ihtişamı dışından bile kendini belli ediyor.
Bir diğer yer ise El Greco’nun Evi. Aslında burası El Greco’nun kendi evi ama müzeye çevrilmiş. Bu müzede Greco’nun eserlerinin yanı sıra diğer İspanyol ressamlarının da eserlerini görmeniz mümkün.
El Greco’yu Toledo’da çok sık duyabilirsiniz. Kendisi Girit’te doğmuş mimar, ressam ve heykeltıraş. Yukarıda da belirttiğim gibi en bilinen ve ünlü eseri Orgaz Kontu’nun cenaze törenini resmettiği eseridir.
Kendisi genel resim akımlarından bağımsız çalışmalar yapmış yani şahsına münhasır çalışmış. E tabi bu çalışmalarıyla da başka insanlara ilham kaynağı olmuş. Bir rivayete göre Picasso ‘Las senoritas de Avignon‘u çizerken El Greco’dan ilham aldığı söylenir. Haliyle böyle sıradışı ve önemli bir dehanın izlerini Toledo’da takip edebilirsiniz.
El Greco’nun evine gitmeseniz bile o bölgeden geçerken seyir noktasına uğrayın mutlaka. Toledo etrafı nehirle çevrili bir şehirdir. Nehri ve çevreyi görmek için Mirador del Paseo del Tránsito noktası iyi bir seçenek.
Bir başka önereceğim yer ise Alcazar Kalesi. Eğer bir Toledo fotoğrafı gördüyseniz, Alcazar’ı da kesin görmüşsünüzdür. Buraya mutlaka zaman ayırmanız gerektiğini düşünüyorum. Birkaç saatinizi burada geçireceksiniz çünkü kendisi ha deyince gezilebilen bir yer değil. Hem binanın heybetinden hem de bir tepe üzerinden bulunduğundan dolayı tüm Toledo’ya hakim konumda. Bu kale 3. yüzyılda inşa edilmiş ve II. Felipe başkenti Madrid’e taşıyana kadar İspanya Krallığının sarayı olarak kullanılmış.
Şimdiler de ise müze olarak kullanılıyor ve ağırlıklı olarak askeri bir müze. Silahlar, kıyafetler, askeri geçit törenlerini anlatan maketler ve daha bir çok askeri şeyi burada görebilirsiniz.
Müzeyi ziyaret gün ve saatleri salıdan pazara 10.00-17.00 arası ve burada turist bilekliği burada geçmiyor. Giriş ücreti 5 Euro fakat öğrenci kartınız varsa ücretsiz girebiliyorsunuz.
Bir başka yer ise Plaza del Ayuntamiento yani Belediye Meydanı. Adından da anlaşılacağı üzere belediye binası burada bulunuyor. Bunun haricinde çok yakınında Toledo Katedrali ve bir havuz bulunuyor. Biz gittiğimizde bu meydanda Noel pazarı vardı ve çok canlı idi.
Gezerken görebileceğiniz bir başka meydan ise Plaza de Zocodover.
Burası aslında eski Toledo’ya yürüyerek ya da yürüyen merdivenle geldiğinizde ve yokuşu birazcık çıktığınızda karşınıza çıkıveriyor. Toledo’daki tüm sokakların Zocodover meydanına çıktığı söyleniyor. Burada birçok restoran, kafe ve pastane bulunuyor. Bu pastanelerden birinden o meşhur marzipanlardan alabilirsiniz. Açıkçası biz marzipanları beğenmedik, ortalama bir tadı var.
Ayrıca Toledo içi ulaşımı sağlayan otobüsler de bu meydandan kalkıyor.
Toledo en güzel manzaraya sahip şehirlerden biri olabilir. Etrafı nehirle çevrilmiş, irili ufaklı bir sürü yapıdan oluşan tam bir Orta Çağ şehri. Bu manzarayı dışardan izlemek için de birçok nokta var. Bunun için biraz yürümelisiniz. Özellikle Mirador del Valle Toledo’yı izlemek için harika bir nokta.
Sokaklarda gezerken dükkanların vitrinlerinde bol bol Don Kişot’un biblolarını görecekseniz. Don Kişot burada hayli ünlü. Cervantes’in bu ünlü romanı Toledo’nun da içinde bulunduğu La Mancha bölgesinde geçiyor.
Hatta günümüzde Don Kişot rotası diye bir olay var. Bu rota Toledo’da başlıyor ve yel değirmenlerini, geniş ovaları, küçük dağları, meydanları, kaleleri görebileceğiniz uzun bir yolculuğu kapsıyor ama bu rotayı nasıl yapacağınız ve ne zaman tamamlayacağınız tamamen size kalmış. Don Kişot rotası, Avrupa Kültür Yol Programı olarak ilan edilen bir rota aynı zamanda. Rotayla ilgili bir site ekliyorum. Merak edenler çeviri yardımıyla okuyabilirler. https://www.101viajes.com/toledo/ruta-don-quijote-toledo
Toledo MÖ 500’lere kadar uzanan bir çelik mazisi var. Anormal derecede sert bir yapıya sahipmiş ve Roma döneminde bundan fazlasıyla yararlanılmış. Şehir içinde birçok noktada kılıç, bıçak veya savaş malzemesi satan dükkanlar görebilirsiniz.
Don Kişot’un memleketine kadar gelmişken Don Kişot ile Sanço Panço’nun bir biblosunu alabilirsiniz.
Marzipan yani badem ezmesinden atıştırmalıklarının pek methedildiğini duyduk ama biz hiç sevmedik. Zaten şu İspanyol tatlılarına genel olarak pek ısınamadık.
Bizim Toledo gezimiz çok keyifli geçti ve memnun bir şekilde ayrıldık. Eğer Madrid için gibi bir plan yaptıysanız mutlaka bir gün de Toledo için ekleyin. Buna değecektir.
Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More
Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More
Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More
Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More
Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More
İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More
Yorumları Gör
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler