İran

İran Gezi Notları – III – İsfahan

Ve bu yazıda “Nısf-i cihan” denilen İsfahan ‘dayım. Dünyanın yarısı manasını taşıyan bu ünvanı, Safevi ve Persler zamanındaki önemine ve güzelliğine borçluymuş.  İran’ın en büyük üçüncü kenti olan İsfahan; sarayları, meydanları, bahçeleri, nehirleri, köprüleri ile benim de en sevdiğim şehir oldu. Eğer İran’da yaşasaydım burası olsun isterdim. 

İsfahan’a Geliş ve Konaklama

Tahran’daki ilk günün sonunda Couchsurfing’den tanıştığım Pegah ile terminalde buluşmuş ve İsfahan’a doğru yola çıkmıştık. Saat 11 olmasına rağmen Tahran çıkışında trafik vardı. Biz de fırsat bu fırsat bir yandan sohbet ederken bir yandan muavinin açtığı İran komedi filmini izledik. Arzu edenler Pegah’ın websitesine ve Instagramına ulaşabilir.

Saat 5 gibi Pegah’ın seslenmesiyle uyandım. Daha gün aymamıştı ama İsfahan’a gelmiştik. Otobüsün son durağı İsfahan olmadığı için bizi terminalin karşısında yol kıyısında bırakıp gitmişti. Birlikte terminale geçtikten sonra Pegah benim için bir oteli arayıp fiyat aldı ve pazarlık yaptı. Otelin checkin saati 12 civarıydı ve 1 gün + 6 saat kalacağım için daha az ödemeliydim. Geceliği 1 390 000 IR’den adamlar önce 2 000 000 IR fiyat çekti sonra pazarlıkla 1 500 000 IR(150 TL) diye anlaştık. Sonra benim için bir taksi bulduk.

Otelin adı Zohreh Hotel. Merkezi bir yer olan Fordewsi(Firdevsi) caddesi üzerinde. Terminalden bu caddeye gidiş için 100000 IR(10 TL) verdim. Resepsiyonda adamlar paranın en azından bir kısmını peşin istedi veee 2 000 000 dedi 🙂 Tabi ki tartıştık böyle konuşmadık falan dedim. Sonra  üzerimde fazlası yok deyip 1 500 000’lik kısmı verdim. Sonra geçip odama yattım.

Laf arası lazım olur kablosuz ağ adını hatırlamıyorum ama giriş bilgisi kullanıcı adı 5rep, parola aghm

İsfahan’ı Keşfe Çıkıyoruz

Sabah Pegah’ın işi olduğu için 11 gibi otelin önünde buluştuk manayla ben de uykumu almış oldum. İlk hedefimiz İsfahan’ın simgesi haline gelmiş Nakş-ı Cihan Meydanı ve Şah Cami’ydi. Otelden Firdevsi caddesini kuzeye doğru takip edince yaklaşık 1.5 km’lik bir yol var. Daha bu yolda giderken İsfahan’ın cadde ve parklarının Tahran’a göre daha güzel ve düzenli olduğu anlaşılıyor.

Nakş-ı Cihan Meydanı

Her ne kadar Şah Cami desemde, cami büyük meydanın sadece bir kenarında bulunuyor. Meydanın etrafı Kapalıçarşı benzeri biçimde dükkanlarla dolu. Şah Cami’yi önünüze aldığınızda sağ tarafta Ali Kapı(Yüce kapı) sarayı, sol tarafta ise Şeyh Lütfullah Cami kalıyor. Diğer kenarda ise pazarın bir girişi bulunuyor.

 

Meydanın etrafını saran kapalıçarşı meslek alanına göre kabaca ayrılmış. Bir tarafta halıcılar varken, bir tarafta bakır işlemeciler, bir tarafta ayakkabı, çanta satanlar var. İlk yazıda da söylediğim gibi cam, çini, bakır işlemeciliği gelişmiş, halıları zaten dünyaca ünlü. Bu dükkanlar tabiki turistler için açılmış ve fiyatlarda ona göre okkalı. Şu aşağıdaki kemikten yapılmış sürmedanlığı, sürmesiyle beraber 450 000 IR(45 TL)’ye aldım. Bunun ahşaptan yapılmış ucuzları var ancak bir şeye benzemiyor. Neredeyse en ucuza bulunacak şey bu diyebilirim.

 

Şah Cami

Pegah’la önce Şah Cami’ye doğru yol aldık. Ama o gün perşembeydi ve cami kapalıydı. 🙂 Çünkü İran’da resmi daireler için haftasonu perşembe ve cuma günleri. Ancak oradaki görevli bilet alırsak gezebileceğimizi söyledi. Sanırım 10 TL verdik ve içeri girdik. Öncelikle şunu söyleyeyim İran’da dışarıdan ihtişamlı gözüken o camilerin içi genelde boş, bakımsız veya tadilatta; her türlü iç açıcı durmuyor. Bizdeki gibi ibadet amaçlı da kullanılmıyor. Yani içeride sadece küçük bir kısmı ibadete açık. Hiçbir yerde göremeyeceğiniz cami fotoları sizlerle.. Fotoğraf çekerken biri görür de bir şey der diye yamuk yumuk aceleyle çekmişim 🙂

 

Şah Cami UNESCO Dünya Mirası listesine de girmiş, Pers mimarisinin önemli örneklerinden birisi.  Şöyle ki meydandan görünen o kapıdan girince içeride 3 tane yapı daha var. Birde girdiğimiz kapıyı düşününce ortaki alanı saran 4 tane yapı oluyor ve İslam mimarisine bu 4 yapılı cami(four-iwan plan) anlayışını İranlılar getirmiş. Ayrıca asıl büyük yapının sağ ve solunda 2 tane medrese ve avlusuda yer alıyor.

Şu son fotoda bir basamak görüyorsunuz. Ne olabilir acaba? Bu basamak zamanında saat olarak kullanılıyormuş. Güneşin geliş açısına göre yapılmış ve gölgeye göre saati ölçüyorlarmış (Bileti satan görevlinin yalancısıyım valla).

Ali Kapı

Buradan sonra ikinci durak Ali Kapı(Yüce kapı) sarayıydı. Bu saray öyle çok ihtişamlı, zengin bir saray değil. Çoğu katta kapalı olduğu için bir şey göremedim. En önemli odası en üst kattaki müzik odasıydı. Duvarlarda kuş yuvasına benzer oyuklar var. Bu oyuklar farklı sesleri elde etmek için kullanılıyormuş. Balkonu restorasyondaydı ancak çok güzel bir meydan manzarası var. Bu arada bu saraya girişte 20 TL. Ancak şöyle bir trik var. İran’da neredeyse tüm müzelerde aynı tip bilet veriyorlar. Bazen renkleri değişebiliyor ancak Ali Kapı ile Şah Cami’nin bileti aynı. Hem de öyle bilet almadan geçilemeyecek bir giriş düzeni yok. Yani rahat biçimde Şah Cami’den alınan biletle girilebilir.

Ali Kapı’yı gezdikten sonra karnımız acıkmıştı, zaten kahvaltıda yapmamıştım. Beraber Naghshe(Nakşı) isimli geleneksel bir lokantaya gittik. Bu tip lokantalarda ayakkabıları çıkartıp sedire çıkılıyor. Yer sofrasına benzer şekilde sofra kağıdı serilip, yemekler sedirin üzerinde yeniyor.

Nakşi Restoran: Leziz İran Yemekleri

Ben ‘dizi’ aldım. Bu yemek kuzu eti ve patatesin uzunlamasına bir güveçte pişmesiyle hazırlanıyor. Uzunlamasına olunca ilk başta nasıl yiyecem diye düşündüm. Sonra garson tekrar gelip yemeğin suyunu bir kaseye boşalttı, sonra bir tokmakla havan dövermiş gibi eti ve patatesi iyice ezdi. Sonra bir tabağa yayıp ortasında bir çukur yaptı. Kasedeki yemeğin suyundan da biraz buraya döktü. Geride kalan suyun üzerinde lavaşı doğrayıp atıyorsunuz. Sonra biraz ondan biraz ondan mideye indiriyorsunuz. Valla tadını beğendim tavsiye ederim. Yanında da doo(naneli ayran) içtim. Pegah ise benim de tadına baktığım ve çook sevdiğim beryuni yemişti. Beryunide bir kısım normal et bir kısım kuzu ciğeri şeklinde. Resimlerden İran sofrasının vazgeçilmezleri narenci ve turşu da görülebilir. Kişi başı yaklaşık 250000 Riyale(25 TL) çıktık.

 

Kırk Sütun Sarayı (Chehel Sotun)

Buradan sonra hedefimiz Chehel Sotun idi. Chehel(Çihil) ‘kırk’, sotun ise bildiğimiz sütun manasına geliyor. Adı kasrın önündeki 20 sütundan geliyor. 20 sütun varken neden ismi 40 derseniz, sütunlar suda yansıdığında 40 tane gözüktüğü içinmiş. Burası bir saraydan çok köşk veya kasır gibi. Bahçesi diğer birçok saray bahçesi gibi çok güzel. Hatta UNESCO’ya Pers Bahçeleri altında giren 9 bahçeden birisi. Önünde ve arkasında uzunlamasına 2 havuz var. Bahçenin bir tarafında ise büyük ve yaşlı ağaç kabukları sergileniyor.

İçeride ise tarihin çeşitli anlarından tablolar var. Saray içi buluşmalar, ağırlamalar ve savaşa dair bir tablo. Savaş ise bizim tarihimiz için de önemli olan Çaldıran Savaşı’na ait. Giriş ücreti 200000 Rial(20 TL).

 

Yoldayken otelden aradılar ve son kez fiyat üzerinde tartıştık. Adam en sonunda 11’den önce çıkarsan tamam dedi. Ee zaten check-out vakti 11 ve ben de öyle yapacaktım ki 🙂

Çehar Bağ

Saraydan sonraki durağımız Abbas Chahar Bagh(Çehar Bağ) caddesini takip ederek Seosepol(köprü) ve Zayande nehri oldu. İsfahan, Zayande nehri ile ikiye ayrılmış. Şehrin tarihi kısmı genel olarak kuzeyde kalıyor, daha yeni ve modern kısmı ise nehrin güneyinde.

Burada Çehar Bağ ismine dikkat çekmek istiyorum. Çehar kelimesi tavla oynayanlara tanıdık gelmiş olmalı. Bağ ise bildiğimiz bağ, bahçe manasında. Kısaca bu ifade dört bağ manasına geliyor ve İsfahan’da 2-3 caddede rastladığım bir peyzaj tarzını ifade ediyor. Şu aşağıdaki resimde görülebileceği gibi yol düzeni; kaldırım, 1.bağ, yol, 2.bağ, yaya yolu, 3.bağ, yol, 4.bağ ve tekrar kaldırım.

Seoseopola ve Zayande Nehri

Yorucu ve sıcak bir günün sonunda Seosepola varmıştık. Bir kelime analizi daha yapalım. Yine tavlacıların bileceği üzere se Farsçada 3 manasına geliyor. Pol ise köprü demek. Lafı etimoloji sevenler için biraz daha uzatayım 🙂 Arapça’da “p” sesi yoktur. Ancak burada pol kelimesinden bahsettik. Farsça’da, Osmanlıca’da olduğu gibi Arap alfabesine ek olarak “پ” harfi, p için kullanılmaktadır. Sonuç olarak Seosepol aşağıdaki resimde görebileceğiniz gibi 33 kemere sahip, Zayende nehri üzerindeki en uzun köprü oluyor. Özellikle gece sarı ışıkları yandığında çok daha etkileyici.

Zayande “hayat veren” manası taşıyor ve İran’daki en geniş nehirmiş. İsfahan’ın bu kadar büyümesi ve gelişmesinde bu nehrin etkisi kendini belli ediyor. Pegah’ın söylediğine göre baya şanslıymışım. Nehrin üzerinde baraj kuruluymuş ve çoğu zaman nehir yatağı boş oluyormuş. Hatta Google Maps’teki görüntüsünde de su yok. Biz gittiğimizde ise nehir şırıl şırıldı. Köprü üstü ve nehir kıyısı serinlemek isteyen insanlarla doluydu.

 

Nehir boyunca yürüyüp Kaju(Khaju) köprüsüne kadar gittik ve oradan karşıya geçip ters istikamette bu sefer Seosepol’e doğru yürüdük.

Köprüyü tekrar geçip otele doğru yürüdük ve vedalaştık. Pegah’ın yarın yüksek lisans sunumu için hazırlanması gerekiyordu yani yalnız olacaktım.

İsfahan’da İkinci Gün

Ertesi sabah erken kalkıp kahvaltıya indim. Açık büfe kahvaltı vardı. Menü Türkiye’deki otellere benzerdi ama biraz daha fakirdi. Çay öyle hazırda yoktu, garsonu bulup söylemek lazım. Karnımı tıka basa doyurup lobiye çıktım; artık check out vakti gelmişti. Resepsiyonda bu sefer başka bir kadın vardı. Gayet kibar ve güleryüzlüydü. Kahvaltı neyseki fiyata dahilmiş, bir de çantamı bırakmak istediğimi söyledim memnuniyetle aldı, ne zaman isterseniz gelip alabilirsiniz dedi.

Evet İran’da ki 3.günümün sabahında 2.kez yalnızdım. Rota olarak şehrin içinden geçen küçük bir dereyi(Niasarm Madi) seçmiştim. Bu dere nehre kadar gidiyordu. Nehir kıyısına kadar inip Kaju nehrine gelecektim sonra da İrem(Cennet) bahçesine. Ancak o gün cumaydı ve cuma gününün onlarda resmi tatil olduğunu unutmuşum. Bahçe girişine gittiğimde bekçi ‘tatili’ dedi. Bir an Türkçe mi biliyor diye düşünürken sonra anladım ki bir başka ortak kelimeymiş. Dönüp uzaklaşırken yeni gelen bir kız grubuna ‘tatili’ diyerek artistlik yaptım 🙂

Dönüş yolunda nehrin karşısına geçtim ve Ermeni bölgesine(Armenian Quarter) doğru yol aldım. Malum haftasonu olunca(cuma günü) nehir boyunca insanlar kendilerini parklara atmış güzel havanın tadını çıkarıyordu. Futboldan, basketbola, voleybola, badmintondan masa tenisine parklar spor yapan, piknik yapan insanlarla doluydu. Ayrıca gitmeden önce ummadığım kadar sanat eseri vardı.

 

Ermeni Kilisesi yine şansıma kapalıydı. Sadece sokaklarda gezinmek ile yetindim. Dönüşte nehrin kıyısına inip çimlerde sele serpe uzanıp dinlendim. Dönüşte üsttekiler arasında son resim Hasht Behesht Bahçesine de uğramış oldum. Bir saray bulunan bu bahçenin manası Farsçada “7 Cennet” oluyor.

Tekrar Beryuni!

Karnım acıkmıştı yine. Seosepol’u geçip Pegah’u aradım ve bana Beryooni yiyebileceğim bir yer önermesini istedim. Önce çok popüler bir yer olan Sharazad’ı önerdi ancak orayı zaten biliyordum ve aşırı kalabalıktı. İkinci olarak Nakş-i Cihan’ın doğusunda(Sırtınızı Şah Cami’ne verince sağ tarafta) salaş bir mekanı önerdi. Uzuun bir yol yürüyüp tekrar Nakş-ı Cihan’a geldim ve tarif ettiği yeri buldum. Bizim Aksaray’daki dönerciler, ciğerciler gibi buradakiler. Dışardan pek temiz gözükmüyor ama lezzeti uğruna katlanıyorsun. 1 porsiyon Beryooni ve doo için sanırım 110000 Riyal verdim.

 

Jameh Cami

Saat artık geç olmuştu ve kafamda bir yer kalmıştı görmek için. Jameh camine gidecektim. Zaten Yazd için otobüsüm 10.30’daydı ve o saate kadar oyalanmalıydım. Jameh cami ve çevresi yeni bir yapılanma içerisindeydi. İran hükümeti turizmdeki ışığı görmüş ve tüm yeni yapıları ve restorasyon çalışmalarını şehrin yapısına uygun yapıyor. Bu durumu daha sonra Yazd’da daha net bir şekilde gördüm.

Amma velakin Jameh Cami’ne giden yollar ıssızdı ve açıkçası yusuf attım. Beyin bedava deyip kafaya attığım rotadan Jameh Cami yerine İmam Ali Meydanı’na gitmişim 🙂 Tabi bunu sonradan anladım. Neyse İmam Ali Meydanı da iyidir oraya da gidin 🙂

Tekrar Nakş-ı Cihan’a döndüm. Bu sefer meydanı çepe çevre saran tüm dükkanları dolaştım. Şah Cami tarafında halıcıların oraya geldiğimde oturup dinleniyordumki birisi gelip halılara bakmak ister misin dedi. Yoğ kardeş para yoğ öğrenciyim dedim ama olsun bir çay içersin dedi. İsminin Ali olduğunu öğrendiğim arkadaş halıcıda çalışıyor. Yaklaşık 1 saat onunla ve diğer çalışanlarla konuşup muhabbet ettik. Maşallah Türkiye’ye gelmeyen İranlı kalmamış zaten. Efesti rakıydı baya muhabbet döndü. Yine siyaset konuşuldu tabiki. Ortadoğuyu beraberce kurtardıktan sonra izin isteyip tura devam edip bir yerden sürmedan aldım. Tanesi 45 TL’ye geliyordu. Burdaki esnaf dayıya su var mı dedim gel çay vereyim dedi. Oturduk muhabbet siyaset derken bir kez daha Ortadoğuyu kurtaracak müthiş siyasi fikirlerle buradan da ayrıldım.

Yazd’a Gitme Vakti ve Bir Şok Haber

Vee artık terminale gitme vakti gelmişken interneti açtım ve bir mesaj gördüm: Şiraz’da kalacağım host(Ali) kuzenini kaybetmiş ve cenaze işlemleriyle uğraşacağı için beni ağırlayamayacağını söyledi. Çok özür diledi ama elden ne gelirdi ki, baş sağlığı dileyip çömdüm olduğum yere. Ne yapsam ne etsem diye düşünürken Şiraz’dan davet eden 2 diğer host aklıma geldi. İkisine de yazdım beni ağırlayabilir misin diye. Bakalım cevap gelecek mi?

Yazd’a gitmek için önce otele uğrayıp çantamı aldım, bir taksi tutup terminale geçtim. Yine 100000 riyal verdim 15-20 dakika sürdü gitmek. İsfahan’dan Yazd’a gitmek için kullanılan terminalin adı Sofeh(Sufi). Otobüsüm 23.30’da kalktı ve bilet 220000 Riyaldi.

İsfahan’da 2 günüm bu şekilde geçti. Sırada Yazd ve Şiraz günleri var.

İkinci günkü performansım 6 saat 8 dakika yürüme ve karşılığında tam 24 KM oldu.

Ender

Yorumları Gör

  • Yemekler sunumundan mıdır bilmem hiç çekici gözükmüyor. Beryuni hariç.

    • Bir tadına baksan seversin :) Alışamadığım bir pilavları oldu

  • Merhaba. İsmim Aslıhan. Öncelikle Samsunlu olduğumu söylemekle başlayayım. Ankara AYBU tarih bölümü öğrencisiyim. İran'a gitmek istiyorum bu ekim aynda. 48 yaşında bir kadın için couchsurfing kullanmak ne kadar güvenli bilmiyorum. Bana önerebileceğiniz couchsurfing üyesi var mı? Geçen sene Güney Kore'de 4 aylığına kaldım son derece güvenli bir ülkeydi ama İran biraz gözümü korkutuyor. 2 Ekim'dan 11 Ekim'e kadar sizin gezdiğiniz yerleri ziyaret edebilir miyim? Acilen cevaplandırabilirseniz ona göre bir program rotası çizeceğim kendime :) Şİmdiden çok teşekkürler hemşerim :)

    • Merhaba hemşerim :)
      Couchsurfing yaptıysanız bilirsiniz referans sistemi var ve profilleri, yorumları okuyup karar verebilirsiniz. İnanıyorum birçok kişi ağırlamak isteyecektir. Daha detaylı mail adresinize yazarım bu konuda. Ne bakımdan bir korku var bilmiyorum ama güvenlik olayları mevcut yönetimden dolayı daha az oluyor. Kadınlar gayet hayatın içindeler. Benim tanıştığım birçok insan gayet açık fikirli rahat insanlardı. Gönlünüz rahat olsun.
      Ben de yaklaşık aynı süre oradaydım rahatlıkla yapabilirsiniz. Tabiki özellikle ilginizi çeken bir şeyler varsa onu da değerlendirin. Mesela çölde en azından bir gece geçirmeyi çok istiyordum ama zamanım yoktu. Bunun için Yazd civarında Zein-o-din diye bir kervansaray var, çölün ortasında. Daha başka birçok var. Bununla ilgili yine mailde bilgi veririm. Çölde 1 gece kalmak için git gel bu size 2 güne mâl olabilir gibi gibi.

Share
Published by
Ender

Son Yazılar

Eguisheim Gezi Notları

Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More

2 hafta önce

Turckheim Gezi Notları

Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More

1 ay önce

Colmar Gezi Rehberi

Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More

2 ay önce

İspanya’da Hayata Başlamak: NIE ve TIE Nedir? Oturum Kartı Randevusu Nasıl Alınır?

Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More

2 ay önce

Barcelona Restoran Tavsiyeleri

Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More

3 ay önce

1 Günlük Pamplona Gezi Notları

İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More

4 ay önce