Ne zamandır blogu boşlamıştım. Sebeb-i zuhur hayırlı havadistir ahali! İşin özeti, bir süredir yurtdışında iş bakıyordum ve yaklaşık 7 ay sonunda Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birinde Barcelona’da iş buldum!
Bu bahaneyle iş arama tecrübelerime dair birkaç şeyi karalayıp, tecrübelerimi aktarmak ve gözü yurtdışında iş bulmak olan arkadaşları cesaretlendirmek istedim.
Yurtdışında iş bakmaya başlamadan önce Yurtdışında Yaşamak İsteyenlere Sorular yazısına da göz atabilirsiniz.
Yurtdışında çalışma arzusu uzun süredir içimde olan bir konuydu ancak adamakıllı bir adım da atmıyordum. Comfort zone mevzusu mu, cesaret eksikliği mi, tembellik mi bilmiyorum. İşyerindeki bir arkadaşımın bu konudaki çabalarını görmem, beni de biraz gaza getirdi ve 2018 Eylül aylarında aktif olarak iş arama sürecine başladım. Aktif kelimesini bold yaptım ki, düşünmek ve arada sırada LinkedIn’dan gelen mesajlara cevap yazmakla, aktif olarak iş aramak arasında büyük bir fark olduğu belli olsun.
İş arama olayını genelde LinkedIn ve Glassdoor siteleri üzerinden yaptım. LinkedIn’ın biraz daha iyi olduğunu söyleyebilirim. İlk başlarda ne aradığımı da bilmediğim için gözüme çarpan her ilana başvurdum. İş açıklamalarını, şartlarını gördükçe hem Linkedin profilimi talebe göre arz ettim hem de CV’mi güncelledim. Bir yandan da istediğim ülkelerdeki iş ilanları için e posta bildirimleri oluşturdum. Her gün posta kutuma birçok iş ilanı düşüyordu.
Şu an çalıştığım işe LinkedIn OneClick ile başvurmuştum. Yani başvuru kolay olunca sallamıyorlar mı acaba diye bir şey olmadı..
Başvurulara başladıktan bir zaman sonra farkettim ki başvurduğum bazı yerlere bir daha bir daha başvurmuşum 😀 Her şeyi not etme hastalığım da olduğu için, tüm başvuru yaptığım yerleri not etmeye başladım. Başlardaki birkaç yer hariç başvurduğum şirket adı, pozisyon adı, ilanın adresi(URL), şehir ve görüşme başladıysa ne aşamada nasıl geçti gibi tüm detayları bir Google Spreadsheet’te tutmaya başladım.
İlanın adresi gerçekten önemli olabiliyor. Adamlar mesela 3 ay sonra sana görüşelim diye dönüş yapıyorlar. Ulan acaba neye başvurmuştum bu adamlar ne arıyordu diye uğraşmak istemezsiniz 🙂 Eğer link kaldırıldıysa Google Cache and Archive.org is your friend. (Buralar iyice beyaz yakalı İngilizce’si koktu)
Çalıştığım alan olan siber güvenlik çatısı altında farklı konularda başvurularda bulundum. Bunların arasında çok tecrübemin olmadığı ama çalışmak istediğim işler de vardı, tecrübeli olduğum ama çalışmak istemediğim işler de. Mülakat tecrübesi kazanmak için fazla irdelemeden çok yere başvurdum.
Bu sayıları niye veriyorum. Hiçbir yerden yanıt gelmeyince moraliniz bozulmasın. Aksine deneyin ve her yere başvurun. Nasıl şirketler her başvurana dönmüyorsa, biz de her başvurduğumuz yerde çalışmaya can atıyor değiliz. Hem kendimizi denemek, mülakat ve İngilizce tecrübemizi artırmak için başvuru sayısı gözünüzü korkutmasın.
Dil korkusu olanları cesaretlendireyim; İngilizcem orta-orta üstü. Ama gerçekten orta herkesin CV’sinde yazan “orta”dan değil:) Başlangıç seviyesinde de İspanyolcam vardı.
Mülakat tecrübesi dil bakımından baya farkediyor. İlk görüştüğüm firmayı hatırlıyorum ve berbat geçmişti. Nasıl olsa bir şekilde cümleleri kurarım diye sadece işimle ilgili anahtar kelimeleri yazıp girdim. Sonra mal gibi kaldım böyle. Konuşma dilinde zaten kesik kesik konuşmak kötü duruyor. İğrenç bir mülakat oldu. Birkaç hafta sonra olumsuz yanıtı gelince görüştüğüm elemana neden olumsuz olduğunu sordum. O da İngilizceni geliştir öğütünü verdi kısaca :)
Olumsuz dönen yerlerin bazılarına e posta atıp neden elendiğimi sordum. Genelde cevap vermiyorlar ama ne bilgi koparsak kar. Bu da iyi bir ipucu olabilir.
Sonra n’aptım? Bir arkadaştan mülakat sırasında söyleceklerini yazdığı dosyayı aldım ve kendime göre değiştirdim. Tüm cümleleri konuşma diline uygun olacak şekilde düzenledim ve görüşmelerde okudum. Bir zaman sonra okuduğunuz şeyleri ezberliyorsunuz ve mülakat sürecinde farklı sorular vs gelse bile vakit kazanmış oluyorsunuz. Arada kendiniz birkaç ekstra cümle ile süsleyebiliyorsunuz bile.
Bu yazıyı yazarken geleli bir ay olmuş ve İngilizcem de doğal olarak hatırı sayılır bir ilerleme var. Pratik için iş dışında Couchsurfing’den insanlarla buluşup pratik yapıyorum. Gelmeden önce niye yapmayasınız?
Eğer bu konuda hiç bilginiz yoksa, öncelikle şunu bilmelisiniz ki yurtdışında çalışmak için firmanın size sponsor olması gerekiyor. Sponsorluktan kasıt, sizin çalışma vizeniz olmadığı için, firma devlete, ben bu adam gibisini bizim memlekette bulamadım, benim için çalışmasını istiyorum, al sana para, belgeler, kanıtlar vs vs gibi bir manaya geliyor. Tabi bunun için de bir iş bulmalısınız. Firma sizin adınıza Oturma ve Çalışma vizesine başvuruyor. Bazı firmalar ise sizin için Bluecard’a başvuruyor. Bluecard https://www.apply.eu/ özellikle Almanya’da yaygın.
Firmalar sponsorluk konusunda ise genelde isteksizler. Bazıları sanıyorum ihtiyaç duymuyor veya uğraşmak istemiyorlar. Bazı firmalar ile enternasyonal, çok kültürlü olmayı, yetenekleri bir araya getirmeyi bir avantaj olarak görüyorlar ve bunu sorun etmiyorlar. Bu nedenle başvurduğumuz birçok yerden direk ret yiyoruz.
Vize sponsorluğu konusunda dışarıya en açık firmalar genelde Amsterdam’da bulunuyor. İngiltere ise iş fırsatlarının çok olduğu ancak vizeniz veya Ankara anlaşmanız yoksa iş bulmanın çok zor olduğu bir ülke. Çalışan 3-4 arkadaşım var İngiltere’de. Mesele o sponsor olan firmaları bulmak/rast gelebilmek.
Haziran 2023 Güncelleme Doğruluğunu doğrulayamamakla beraber https://uktiersponsors.co.uk sitesi Birleşik Krallık'ta sponsorluk sağlayan firmaları listeliyormuş. IT sektörü için filtreleme yaparken Main tier: Worker (A rating), Sub tier: Skilled worker şeklinde olmalıymış. Denemekten zarar çıkmaz.
Benim yurtdışında çalışma ve oturma vizem yoktu. Standart bordo pasaportum var. Herhangi bir bağlantım da yok. Her şeyi sıfırdan firmalarla görüşerek hallettim.
Belki yurtdışına gitmeyi düşünenleri cesaretlendirmesi gereken en önemli nokta bu.
İş alanım IT olduğu için Avrupa’da bazı şehirler ön plana çıkıyor. Şehir olarak odak noktam: Amsterdam, Dublin, Barcelona, Stockholm’dü. Toplamda 48 farklı şehirde ilana başvurmuşum.
Eğer İngiltere’de Ankara anlaşması vs gibi bir şekilde oturma, çalışma durumunuz yoksa iş bulmak çok zor(imkansız değil). Londra’da başvurduğum birkaç yer telefonla arayıp sadece çalışma vizem var mı diye sordu, malum süreç başlamadan bitmiş oldu. Onun dışında Amerika ve Avustralya’da da başvurduğum birkaç yer oldu ama onlardan da hiçbir haber gelmedi.
Gideceğiniz yerde tanıdığınız birileri var mı(akraba gibi değil de ilk başlarda adaptasyon için birkaç arkadaş iyi olabilir), hayat ucuz mu, sosyal hayat nasıl, ulaşım nasıl, vergi oranları nasıl, o firma dışında bu işi yapabileceğiniz başka firmalar var mı, İngilizce yeterli mi, başka bir dil öğrenmeden idame edebilir miyim, Schengen’e dahil mi, vatandaşlık veya kalıcı oturma izni gibi mevzular nasıl sorularını araştırabilirsiniz.
Tabiki şirkete göre değişmekle beraber, her şey olumlu gittiği durumda en az 3-4 mülakat yapıyorsunuz. Bu sayı Google, Spotify gibi yerlerde yukarılara çıkabilir.
Genelde ilk mülakat IK ile oluyor. Ortalama 15-30 dk sürer. Bu kişiye yaptığınız işten projelerden genel olarak bahsedebilirsiniz. Çok teknik görüşme olmadığı için derinlemesine girmeye gerek yok. Çoğu zaman sadece dinleyip kendi anlatacağını(şirket, çalışma şartları, relocation desteği, pozisyon vs) anlatıp geçiyor. Ama derinlemesine giren, işten anlayanlarda çıkabilir. Bu aşamada eğer İngilizce’den patlamazsanız elenmezsiniz. Tabi diğer şartların uyuştuğunu varsayıyorum.
İkinci üçüncü mülakat genelde teknik oluyor. Burada şovunuzu yapın işte. Bir sonraki ise genelde yönetici seviyesinde oluyor. Belki de en çok geren bu oluyor. Hem teknik hem de iş kültürüne dayalı sorular gelebilir.
Bazı firmalar araya 1-2 tane yetenek testi, assessment koyabilir.
Her şey olumlu gitti teklifi aldınız, beğendiniz ve kabul ettiniz. Tebrikler, şimdi daha kötü günler sizi bekliyor!
Şaka şaka 🙂
Bu süreç şirketine göre değişebilir tabii ki. Benimki kabaca şöyle işledi:
Genel olarak aklıma gelen tecrübe ettiğim konuları anlatmaya çalıştım. Başka merak edilen bir konu varsa yorum atabilirsiniz. Aklıma başka notlar geldikçe de yazıyı güncellerim. Sağlıcakla kalın!
Adiós amigos!
Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More
Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More
Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More
Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More
Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More
İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More
Yorumları Gör
Merhaba ben bilgisayar teknisyenliği okuyorum ve okulum bitmek üzere mavi diploma alıyorum ve yeşil pasaportum var izlemem gereken yol nasıl yabancı dil seviyem azdan ortaya ingilizce için kursa da gidicem kendimi geliştirmek adına fikir vermede yardımcı olursanız sevinirim.
Merhaba,
Avrupa'da birçok ülkede önce iş bulup, sonra oraya yerleşim hakkı kazanıyorsunuz. Şansınızı arttırmak için İngilizce'nizi geliştirmek(Preply, Cambly gibi çevrimiçi hizmetleri de düşünebilirsiniz), aktif olarak iş başvurusu yakmak veya yüksek lisans gibi eğitim olanaklarını araştırmak akla ilk gelenler. Yazılım geliştirme alanında önemli bir ihtiyaç olduğu için bir alan seçip(backend, frontend vs.) kendinizi o konularda geliştirebilirsiniz.
Merhaba, son 1 yıldır bir şirkete freelance yazılım işleri yapıyordum haliyle son 1 yılım sgkda düzenli olarak işli değil. Şirkete çalışma geçmişimizi hangi aşamada gönderiyoruz ve son 1 yılımın böyle olması sizce önemli mi? yani şirketler bunu çok önemsiyor mu?
Merhaba,
SGK'da ne yazdığının, kimsenin umrunda olacağını zannetmiyorum. Herhangi bir aşamada böyle resmi bir belge sunmuyorsunuz(en azından kimse bana sormadı). Önemli olan çalışma geçmişinizi, yaptığınız projeleri CV'nizde ve varsa LinkedIn'de güzelce listelemeniz.
Merhabalar, bir üniversite veya enstitüde proje kapsamında çalışma şansımız varsa bahsettiğiniz HQP vizesi için başvuru yapilabiliyor mu? Yani sadece özel şirket kapsamında olan bir vize mi acaba yoksa Enstitü yada üniversite bizim için başvuru yapabilir mi? Cevabınız için şimdiden teşekkürler...
Merhabalar,
Bildiğim kadarıyla bir şirket olması gerekir. Örneğin şurada şirket profilleriyle ilgili bazı örnekler verilmiş: https://balcellsgroup.com/highly-skilled-professional-work-permit/#The_company_you_will_be_working_for
Nihai en doğru cevabı bir avukat/danışman verebilir.
Merhabalar,
ben 1973 İstanbul doğumluyum mesleğim Matbaa Bilgisayar baskı öncesi altyapım cağloğlulu da yetişdim
adobe programlarını hiçbir kursa gitmeden kendimi geliştirdim pasaportum yok vizem yok mesleğime dair belgem yok
ve türkiyede aranan tecrübeli kalifiyeli ustalar arasındayım ve bizden sonraki nesil maalesef yetişmiyor artık onun için
bizim gibi ustalar piyasada zor bulunuyorlar ve çok değerlidir benim hayalim hep yurt dışına gitmek kendi mesleğimi
uygulamaktır ama bir türlü nasip olmadı bu sene çok ama çok istekliyim ben nasıl gidebilirim yurt dışına