Mirador de Roc del Quer
Andorra, Pirene Dağları arasında yer alan ve denize kıyısı olmayan, İspanya ve Fransa arasında sıkışmış küçük bir ülkedir. 2023 yılı itibariyle 80 bin nüfusu olan Andorra, 468 km² yüzölçümü ile Avrupa’nın en küçük altı ülkesinden (Liechtenstein, Malta, Monako, San Marino, Vatikan, Andorra) biri.
Her mevsimde ziyaret edilebilen bu ülke, kış aylarında kayak ve snowboard meraklıları için mükemmel bir destinasyon olarak bilinmesinin yanı sıra doğal güzellikleri, macera dolu aktiviteleri, spaları ile de ünlüdür. Tüm bunların yanında ortaçağdan kalma köyler, kiliseler ve eski madenler ülkenin geçmişini günümüze taşıyor. Ve tabii ki alışveriş merkezlerini unutmayalım!
Bu yazımda sizlere Andorra’da gezilecek görülecek yerler hakkında bilgiler vereceğim.
Türkiye’den Andorra’ya direkt bir uçuş bulunmuyor zaten Andorra’da bir havalimanı bulunmuyor. Ülke o kadar dağlık ki havalimanı yapacak düzlük bulamamışlar. Öyle ki, Andorra’ya 12 km uzaklıkta İspanya La Seu d’Urgell ‘de bulunan havalimanı Andorra adına kullanılıyor. Bu havalimanı çok küçük olduğundan ülkeler veya şehirler arası uçuş yok. Sadece cuma ve pazar günleri Andorra-Madrid arasında düzenli uçuşlar yapılıyormuş. Bu yüzden önce ya Madrid’e ya da Barcelona’ya gelmeniz gerekmekte. Barcelona’ya uçakla gelip oradan otobüsle ya da araba kiralayarak Andorra’ya geçebilirsiniz. Barcelona – Andorra arası arabayla yaklaşık 3 saat sürüyor. Diğer bir seçenek ise Toulouse’tan yine 3 saatlik bir yolculukla Andorra’ya gelinebilir.
Barcelona’dan FlixBus, Alsa, Andorra Direct Bus firmalarını kullanarak Andorra’ya gidebilirsiniz. Yolculuk 3-3.5 saat sürüyor. Bilet fiyatları tek yön 31 Euro. Bu otobüsler Barcelona’daki Sants İstasyonu ve Kuzey İstasyonu’ndan (Estación Nord) kalkıyor.
Biz sabah 8 gibi Barcelona‘dan arabamızla yola çıktık ve 11 civarı Andorra la Vella’ya vardık. Siz de bizim gibi iki ülke arasında herhalde otoban vardır diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Yol çoğu zaman birer şerit git gel şeklinde ve hız sınırı 80 KM(sadece ücretsiz yolları kullandık). Sınıra yaklaştıkça yoğunluk artıyor ve hız da düşüyor. Sınır geçişinde ise uzuun bir kuyruk vardı. Malum birçok İspanyol, hafta sonu gezmek ve ucuza alışveriş için Andorra’ya akın ediyor. Sınırda her aracı kontrol etmeseler de yoğunluktan dolayı vakit kaybediyorsunuz.
Andorra’ya otobüsle geldiniz ancak araba kiralamadınız ya da kiralamak istemiyorsunuz. O zaman endişelenmeyin, Andorra’da ulaşımızı otobüslerle de yapabilirsiniz. Bu otobüsler mesafeye göre kalkış saatleri değişmekle birlikte her 20 dakikada bir ya da saatte bir kalkıyorlar. Seyahatinizi bu otobüslere göre güzel bir şekilde planlayıp vakit kaybının önüne geçebilirsiniz. Buraya tıklayarak otobüs seferleri ve saatleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Biz Andorra’ya günübirlik bir gezi düzenledik. Gezimize manzara noktası ve dünyanın en uzun yaya köprülerinden birisiyle başladık. Sonrasında 3 köy/kasaba gezip, soluğu başkent Andorra la Vella’da aldık.
Andorra, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle ünlü olan bir ülke ve bu güzelliklerden birini de Canillo kasabası sunuyor. Pirene Dağları’nın eteklerine yerleşmiş olan bu şirin kasaba, doğa severlerin ve macera tutkunlarının gözde noktalarından biri olmasının yanında yürüyüş parkurları, bisiklet rotaları ve doğa yürüyüşleri için ideal bir ortam sunuyor bizlere. Ayrıca, Pirene Dağları’nın tepesinde yer alan Mirador Roc Del Quer(seyir noktası) ve Pont Tibetain(Tibet Köprüsü) gibi manzaralı noktalar da doğanın büyüsünü yakından görmek isteyenler için mükemmel seçenekler.
Canillo’da Eşsiz Manzaralar: Mirador Roc Del Quer ve Pont Tibetain
Bu iki manzara noktasına arabayla gelebileceğiniz gibi Canillo’nun turist danışma noktasınının önünden kalkan otobüslere ücretsiz binerek de ulaşabilirsiniz. Bu otobüsler hafta içi her 30 dakikada bir, hafta sonu ise her 20 dakikada bir kalkıyor. Hem hafta içi hem hafta sonu bu otobüslerin ilk kalkış saati 09.30. Otobüslere binişte bilete baktıklarını hatırlatalım.
Otobüs ilk olarak köprüye giden yolun başında(oradan 15-20 dakika yürümelik yol var) duruyor, sonra seyir noktasına gidiyor. Eğer bizim gibi arabayla gidecekseniz, önce köprüye giden yolun kıyısında park yeri var mı diye bakabilirsiniz. En fazla 10-15 araçlık yer vardır. Doluysa da sorun değil. Önce seyir noktasına gidip aracınızı ücretsiz park alanına bırakın, seyir noktasını görün ve otobüsle köprüye gidin.
Buraya spor ayakkabınızla gelmenizi öneririm. Yol çok iyi olmadığı için terlik ya da sandaletle zorlanırsınız. Ayrıca şapkanızı almayı ve güneş kreminizi sürmeyi de unutmayın. Gezerken deli gibi yandık.
Mirador Roc Del Quer, Canillo’da bulunan bir seyir noktasıdır. Bu manzaralı platform, kayalık bir çıkıntının üzerine inşa edilmiş ve Canillo ile Andorra’nın dağlık güzelliklerini 500 metrelik bir yükseklikten kuşbakışı görmek için mükemmel bir konumda yer alıyor. 20 metrelik platformun 12 metresi boşlukta duruyor.
Biz otobüs saatine yetişemediğimiz için arabayla direk Mirador’a gittik. Arabamızı orada bulunan ücretsiz otoparka çektik. Otoparktan 3-5 dakikalık bir yürüyüşle Mirador’a ulaştık. Biletimizi gelmeden önce internetten satın aldığımız için gelen QR kodları gişedeki görevli ablamıza okutup giriş yaptık. Biletiniz yoksa da bu gişeden biletinizi alabilirsiniz. Mirador Roc Del Quer’e giriş ücreti 5 Euro. Biletinizi buradan alabilirsiniz.
Biz önce gişenin olduğu yerden düz ilerledik ve bir manzara noktasına geldik. Sonra buradan aşağı inince asıl manzara seyir noktasına geliyorsunuz. Burada manzara dışında en dikkat çeken şey Arjantinli heykeltıraş Miguel Àngel González tarafından yapılan ünlü heykel. Burayla özdeşleşmiş olan heykel rahat tavırlarıyla sizi de rahatlıyor 🙂 Bu noktadan çok güzel pozlar çekinebilirsiniz ancak çok kalabalık oluyor ve insanların fotoğraf çekinmesinden sıra size biraz zor geliyor.
Yola yakın konumda kafe ve tuvalet olanakları mevcut.
Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra bir sonraki durağımız olan Pont Tibetain‘a gitmek için otobüsü beklemeye karar verdik. Otobüsü nerede bekleyeceğiz, acaba gitti mi derken otoparkın altında bulunan üstü kapalı durağın önünde birkaç insanın beklediğini görünce bir oh çektik. Birkaç dakika sonra da otobüs geldi ve 5-10 dakika süren yolculuk sonrası köprüye giden yola ulaştık.
Bu etkileyici köprü, Vall Del Riu vadisinde 1.875 metreden daha yüksek bir konumda yer alıyor ve 603 metre uzunluğunda, bir metre genişliğinde ve yerden 158 metreye varan baş döndürücü yüksekliğiyle dünyanın en uzun köprülerinden biridir.
Otobüsün bıraktığı yerden köprüye ulaşmak için 900 metrelik(15-20 dakika) bir yol yürümeniz gerekiyor. Girişte QR kodumuzu okutup öyle girdik.
Köprüde tek yön gitmek 10 dakika sürüyor. Karşı tarafa geçince oturmalık banklar ve fotoğraf çekinebileceğiniz bir alan var. İleriye doğru yürümeye devam edenler de vardı. Malum her taraf trekking rotalarıyla dolu.
Ben köprüyü biraz korkarak yürüdüm ve başım döndü. Vertigosu ve yükseklik korkusu olanlar dikkat etsinler.
Pont Tibetain‘a giriş 13 Euro. Biletlerinizi gişeden almak da mümkün ancak bilet kalmama ihtimalini de göz önüne alırsak biletinizi internetten almanız daha iyi olacaktır. Ben hem manzara noktasına hem de buraya geleyim diyorsanız ikisinin bir olduğu paketi 15.5 Euro karşılığında alabilirsiniz.
Bizim Mirador Roc Del Quer ve Pont Tibetain ziyaretlerimiz 2.5 saat sürdü. Otobüs beklemek ve Pont Tibetain‘a yürümek biraz vakit alıyor.
Öncelikle size söylemeliyiz ki Andorra’da bir sürü gezilecek ve görülecek kasaba ve köy listelense de hepsi öyle bayılacağınız ve dolu dolu zaman geçireceğiniz yerler değil. Güzel mi? Evet, güzeller ama o kadar… Ordino ise bizim zevk aldığımız ve gezilmesini önereceğimiz bir yer oldu. Diğer gezdiğimiz yerlere göre daha canlıydı ve çok tatlı bir yerdi.
Biz arabayı şuradaki park yerine bıraktık. 1 saate kadar ücretsiz. Eğer müzelere girmezseniz 1 saatten kısa sürede gezebilirsiniz.
Kasabaya ise Carrer Major üzerinden girdik. Etrafta çeşitli stantlar vardı. Yolun hemen solunda Sant Cebrià Kilisesi bulunuyor. İçeri girmeseniz bile dışarıdan hoş duran Romanesk bir kilise burası. Biraz ilerde sağda Turizm Bilgi Ofisi bulunuyor. Buradan harita ve bilgi alabilirsiniz.
Ordino önemli bir sanatsal mirasa sahip. Gezilecek yerler arasında öncelikli olarak Museo d’Areny Plandolit ve Casa Rossell’in yapıları öne çıkıyor. Andorra tarihi hakkında biraz bilgi edinmek istiyorsanız ve zamanınız da varsa buraları ziyaret edebilirsiniz.
Bundan başka bu şirin kasabada ilginizi çekebilecek Minyatür Müzesi ve Posta Müzesi bulunuyor. Minyatür Müzesi, Ukraynalı sanatçı Nicolai Siadristy tarafından elle yapılan mikro minyatürleri barındırıyor. Posta Müzesi ziyaretinizde ise Andorra’da basılan 50.000 puldan oluşan bir sergiyi ziyaret etme ve pulların nasıl yapılıp basıldığını görme şansını yakalamış olacaksınız.
Burası minnacık bir köy. Yol kenarından hemen göreceğiniz, orta çağdan kalma Sant Serni Kilisesi ve birkaç güzel çiçekli ev dışında gezilip görülecek bir şey yok.
Bu köy tarihi açıdan demir madeni ile ünlü. Köyden yolun karşısına geçip dere kıyısına inip sol tarafa doğru yolu takip ederek madene ulaşabilirsiniz. Ayrıca yol boyunca birkaç yerde demirin toprağa nasıl kırmızı renk verdiğini kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Yolun sonunda Maden Müzesi‘ni göreceksiniz. Eğer ilginizi çekiyorsa İngilizce rehberli turlar yapılıyor ve 20 dakika sürüyormuş. 30 metrelik madene de girebiliyormuşsunuz. Biz gittiğimizde rehberli tur dolmuştu. En yakın müsaitlik ise 2 gün sonrasına idi. Bu yüzden öncesinde rezervasyon yapmak gerekli. Buraya tıklayarak önemli bilgilere ulaşabilir, yazan email adresinden şansınızı deneyerek rezervasyon yaptırabilirsiniz.
17 ile 19. yüzyıllar arasında demir madeninin çıkartılması, işlenmesi ve ihraç edilmesi Andorra’da önemli bir faaliyet haline gelmiş. Andorra da bu faaliyetleri anmak amacıyla Demir Rotasını(Ruta del Ferro) çıkartmış. 4.2 KM’lik ailecek yürünebilecek rota boyunca doğanın tadı çıkartılıp demirden yapılmış çeşitli eserler görülebilir. Ayrıca ara ara yerleştirilmiş bilgi noktalarındaki QR kodları okutarak ekstra bilgi alabiliyorsunuz. Rotanın başlangıcı Llorts’taki Maden Müzesi.
Pirene Dağları’nın kucağında yer alan bu köy Ortaçağ’a ait tarihi yapıları ve geleneksel Katalan tarzı mimarisiyle öne çıkıyor. Köyün dar sokakları ve taş evleri göze hoş geliyor. 11. yüzyıldan kalma Sant Climent de Pal Kilisesi, köyün merkezinde yer alıyor ve Romanesk tarzdaki mimarisi ile dikkat çekiyor. Köy ufacık olduğu için çok kısa sürede geziyorsunuz. Ancak burayı özel kılan şey ünlü kayak merkezleri Grandvalira ve Vallnord’a yakınlığı nedeniyle kayak ve snowboard severler için güzel bir destinasyon olması. Massana vadisinde yer alan ve Pal’e arabayla 10 dakika mesafede bulundan Pal Arinsal kayak için öneriliyor. Gitmek isteyenler, merak edenler ve öncesinde araştırma yapmak isteyenler buraya göz atabilirler. Yılın 10 ayı açık olan bu merkez sadece kayak parkurlarıyla değil bisiklet parkuruyla da öne çıkıyor.
Elflere inanır mısınız? Eğer onlara inanıyorsanız Tamorrolar’a da inanırsınız. Yarı efsane yarı hayal ürünü olan bu hızlı ve yaramaz varlıklar kendilerine has dünyalarında yaşıyorlar…
Sayıları 7 tane olan bu varlıklar Andorra’nın 7 bölgesini temsil ediyor ve her biri kendi bölgesini koruyor. Nilo Canillo’yu, Enko Encamp’ı, Dino Ordino’yu, Massa Massana’yı, Andy Andorra la Vella’yı, Lau Sant Julià de Lòria’yı ve Caldes Escaldes’i koruyor.
Tüm Tamarro noktalarını ve yakın otopark alanlarını görebileceğiniz Google Haritalar bağlantısına buradan erişebilirsiniz.
Asıl görevleri doğayı korumak. Düşmanları ise Andorra’nın dağlarında, göllerinde ve ormanlarında değerli olan her şeye zarar vermek ve yok etmek için mümkün olan her şeyi yapan şeytani bir trol olan Brutícia.
Tamarroları aramaya karar verdiyseniz öncelikle turizm ofislerinden birine uğrayıp Tamarros Pasaport‘u almanız gerekiyor. Sonrasında ise 7 farklı yere yerleştirilmiş ahşaptan yapılmış Tamarroları bulmanız ve bunları pasaportta işaretlemeniz gerekiyor. Tüm Tamarroları bulup işaretledikten sonra turizm ofislerinden minik bir hediye kazanıyorsunuz. Bu 7 noktayı keşfetmek ve Tamarroları bulmanın kolay olmadığını belirtelim. Her bir Tamarro farklı noktalarda yer aldığı için hiking ya da trekking yapmanız gerekebilir. Bir gün için de tamamlamak zor olabilir.
Andorra la Vella, Andorra Prensliği’nin başkenti ve en büyük şehri. Pirene Dağları’nın arasında sıkışmış olan Andorra la Vella aynı zamanda Avrupa’nın en yüksek konumda olan başkenti olma özelliğine sahip.
Andorra la Vella’nın tarihi ve geleneksel havasını en iyi hissedebileceğiniz yerlerden biri eski şehir bölgesi. Dar sokaklar, taş evler ve yerel dükkanlarla dolu bu bölge, Ortaçağ dönemine ait dokusuyla öne çıkıyor. Gezinize bu bölgeden başlayabilirsiniz.
Bu bölgede görebileceğiniz diğer bir tarihi yer Casa de la Vall adlı bina. Bu yapı, Andorra’nın eski parlamento binası olarak hizmet vermiş ve Ortaçağ’dan günümüze gelen tarihi detayları barındırıyor. Bugün Andorra’nın yasama organı yeni binasına taşınmış olsa da, Casa de la Vall, Andorra La Vella’yı ziyaret edenler için önemli bir durak olarak öne çıkıyor.
Buradan Plaça del Poble‘ye geçebilirsiniz. Burası şehir hayatının nabzını tutan bir meydan ve çevresinde kafeler, restoranlar, mağazalar bulunuyor. Hemen meydanda yer alan St. Esteve Kilisesi 12. yüzyılda yapılmış. Yarım daire biçimli apsis ve çan kulesi ise Romanesk esintiler taşıyor. Kilise ücretsiz ziyaret edilebiliyor.
Şehir küçücük olduğu için şehri yürüyerek kolayca gezebiliyorsunuz. Kiliseyi ziyaret ettikten sonra Noblesa del temps‘i ziyaret edebilirsiniz. Bu heykel çok ikonik bir heykel ve Andorra resimlerine baktığınızda mutlaka öncelikli olarak burayı da görürsünüz. Salvador Dali tarafından yapılan bu heykel “Zamanın Asaleti” veya “Dali Saati” olarak da biliniyor. Bir ağaç gövdesinin etrafını saran saatin üzerinde, sanatçıya göre zamanın insanlık üzerindeki hakimiyetini temsil eden bir taç bulunuyor.
Bu saatin hemen arkasında ise Paris Köprüsü (Pont de Paris) bulunuyor. Dali Saati gibi bu köprü de şehrin ikonik yapılarından. Köprü, Valira Nehri üzerine inşa edilmiştir ve şehirdeki önemli bir bağlantı noktası. Paris Köprüsü sade ve fonksiyonel tasarımıyla öne çıkıyor. Biz gittiğimizde akşam köprü ışıklandırılmıştı. Köprüde ışık ve su gösterisi yapılıyordu.
Buraları da gördükten sonra alışveriş yapmak için Meritxell Caddesi’ne geçiş yapabilirsiniz.
Pirene Dağları arasına sıkışmış bu küçük ülke sadece doğası, kış sporları, macera sporları ve spalarıyla öne çıkmıyor. Düşük vergi oranları (%4.5), geniş ürün yelpazesi ve çeşitli mağazalarıyla ünlü olan Andorra la Vella, İspanya’dan ve Fransa’dan gelen turistlerin uğrak yeri. Sanki İspanya’da yokluk varmışçasına alışveriş yapan bu insanlar sabah boş arabalarıyla gelip akşam dolu arabalarıyla geri dönüyorlar.
Şehrin ana alışveriş caddesi olan ve Dükkanlar Caddesi olarak bilinen Meritxell Caddesi’nde ardı ardına dizilmiş ünlü markaların yanı sıra yerel mağazalar da bulunuyor. Giyim, ayakkabı, aksesuarlar, kozmetik ve daha birçok ürünü bu cadde üzerinde bulabilirsiniz. Illa Carlemany Alışveriş Merkezi, Pireneler Alışveriş Merkezi ve CCA Alışveriş merkezi de Meritxell Caddesi üzerinde yer alan alışveriş merkezleri. Adını bilmediğimiz daha nicesi vardır.
Gala Perfümeri ve Julia Perfümeri gibi kozmetik dükkan zincirlerinin burada zibilyon tane şubesi var. Fiyatlar ise İspanya’ya göre çok uygundu. Mayıs ayında %50 indirimle 75 Euro‘ya Barcelona’dan aldığım 100 milimlik parfümün burada aynı boy için normal fiyatı bile İspanya’daki indirimli halinden ucuzdu. Bunun dışında İspanya’daki dükkanlarda 100 Euro‘dan aşağı olmayan 16 litrelik Kanken çanta ise 85 Euro idi.
Yine Meritxell Caddesi üzerinde bulunan Duty Free‘den uygun fiyata çikolata ve alkol satın alabilirsiniz.
Bunun dışında elektronik eşyalarda KDV az olduğu için uyguna geliyor. Ancak bu ürünlerde kişi başı harcama limitinin 900 Euro olduğunu unutmamak gerekiyor. 15 yaş altındaki çocuklar için ise bu limit 450 Euro.
Andorra’ya gelen yabancı turistlerin, toplam tutar 300 Euro‘yu geçmediği sürece satın aldıkları malları beyan etmelerine gerek yoktur. Ayrıca, Avrupa Birliği’nden gelen turistler satın alma işleminin toplam tutarı 90 €’dan fazla ise KDV’yi geri alabiliyorlar.
Bundan başka Andorra’dan götürebileceğiniz ürünlerin miktarlarını ve türlerini içeren bilgileri buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Bonus: Gezip gördükten sonra yoruldunuz ve bir oh çekmek istiyorsanız Escaldes-Engordany’de bulunan ve Avrupa’nın en büyük spa merkezlerinden biri olan Caldea Spa’ya gidebilirsiniz. Biz bir dahaki seyahatimizi özellikle spa ve alışveriş için yapacağız.
Andorra mutfağı Katalan ve Fransız mutfağından esintiler taşıyor. Andorra’nın geleneksel yemekleri arasında “Trinxat” ve “Cunillo” gibi lezzetler öne çıkıyor. Trinxat, lahana, patates ve domuz eti ile yapılan bir yemek, cunillo ise yerel mantarlarla yapılan bir çorba.
Yemek için birçok seçenek var ancak restoranların çalışma saatlerine bakıp gitmelisiniz yoksa bizim gibi akşam 7 de acıkır 8-9’a kadar restoranların açılmasını beklersiniz. Bizim yemek için önerimiz bir şef restoranı olan Eric Marty olacaktır. Ortam hoş, garson hanım ise aşırı ilgiliydi. Şef Bey ise bir ara masaları dolaşıp hal hatır ile girip, yemeklerinin nasıl olduğunu sordu. İki kişi 90 Euro hesap ödedik ama deli gibi doyduk.
Bundan başka listemizde olan ancak denemediğimiz restoranları sizin için aşağıya listeliyorum:
La Tapeta, Minim’s Restaurant, Restaurant Les Closes, La Clota, Chester Burger, K L’Irina, Quarantuno Pizzeria.
Bizim günü birlik Andorra gezimiz bu şekildeydi. Umarız sizler için de bilgilendirci bir yazı olmuştur.
Sağlıcakla kalın…
Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More
Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More
Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More
Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More
Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More
İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More