San Fermin: İspanya’nın Ünlü Boğa Koşusu

Birçok kişi için İspanya deyince akla gelen ilk şey boğalar. Turist Ömer’in İspanya’daki maceraları bu konuda önemli bir etken olabilir. Her sene Temmuz ayının ortalarında İspanya’nın kuzeyinde Pamplona’da düzenlenen San Fermin festivaline ve boğa koşularına katıldım ve bu yazıda gördüklerimi, tecrübelerimi aktaracağım.

San Fermin Festivali Nedir?

Tüm dünyada boğa koşusu veya boğa yarışı olarak bilinen festivale İspanya’da San Fermin Festivali deniyor. Navarra bölgesinin koruyucu azizi olan San Fermin adına her sene 6-14 Temmuz tarihleri arasında bölgenin başkenti olan Pamplona’da kutlanıyor.

San Fermin’in açılış törenine Chupinazo denir ve 6 Temmuz öğlen 12’de belediye meydanı önünde görkemli bir kutlama ile başlar. Meydan kelimenin tam anlamıyla hınca hınç dolar ve kırmızı mendiller göğe yükselir. Belediye başkanı balkona çıkar ve halka seslenir: “Pamploneses, Pamplonesas, Viva San Fermin! Gora San Fermin!”. Kalabalıktan, “Viva”, “Gora”(İspanyolca ve Baskça Yaşa!) sesleri yükselir. Ardından başkan fişeği ateşler ve 8 günlük San Fermin Festivali resmi olarak başlar. Kelimelerin yetersiz kaldığı bu anları izlemenizi tavsiye ederim.

San Fermin açılış töreni (Chupinazo)

San Fermin’in ikinci günü sabahı itibarıyla ise boğa koşuları başlar. 12 boğa ve binlerce insan dar sokaklarda can hıraş biçimde koşar. Boğa koşuları 8 gün boyunca her sabah yapılır. Bir azizin adına yapılsa da dini öğeler ikinci planda kalır. Festival boyunca dans, müzik, sanat, yemek, parti namına bir festivalden bekleyeceğiniz her şey yaşanır. Şehirde neredeyse herkes beyaz kıyafetler ve boyna asılan kırmızı mendil ve bele sarılan kırmızı kuşaklarıyla Pamplona sokaklarında dolanır. San Fermin festivali, 8.günün gecesinde belediye binasının önünde toplanan binlerce insanın Pobre de mí şarkısını söyleyip, kırmızı mendilleri sallaması ve mumlar yakması ile sonlanır.

¡Viva San Fermín!. Gora San Fermín!… ¡Pobre de mí, pobre de mí, que se han acabado las fiestas de San Fermín!

Türkçe’ye “Yaşa San Fermin! Ah zavallı ben, San Fermin festivali bitiyor” olarak çevrilebilir.

Şenliklerin sona ermesinden sonra, birçok insan San Fermín’in ‘evi’ olan San Lorenzo Kilisesi‘ne, mendillerini bir sevgi jesti olarak çitlere bağlamak ve mumları da orada bırakmak için gider.

Neden kırmızı mendil(pañuelo) ve kuşak kullanılıyor?

Bir azizin onuruna düzenlenen dini törenlerde, eğer aziz bir şehitse ve inançları uğruna ölmüşse, rahipler kırmızı giyinir. San Fermín onuruna düzenlenen festivalde de bu yapılıyor. Çünkü San Fermín şehit kabul ediliyor ve kırmızı mendil olayı da halkın bu dini geleneği yerine getirmesi anlamına geliyor.

Pamblona ve Navarra Hakkında

Pamplona, Pirene Dağları ve İspanya-Fransa sınırına yaklaşık 80, Barcelona’ya 480 ve Madrid’e ise yaklaşık 400 km uzaklıkta yer alıyor.

Navarra, Bask Bölgesinden sonra en fazla Basklı’nın yaşadığı bölge. Şehrin sokaklarında en çok Baskça’ya şahit oluyorsunuz. Şehrin Baskça’da ki adı ise Iruña.

Pamplona’da Madrid, Barcelona, Frankfurt ve Lizbon’dan günlük uçuşların yapıldığı bir havaalanı bulunmakta. Barcelona, Madrid ve San Sebastian’dan tren yolculuğu da Pamplona’ya ulaşmak için uygundur.

Pamplona’da Barcelona’daki gibi etkileyici binalar yok ama düzenli, temiz ve güzel bir şehir olarak karşımıza çıktı. Normal günlerini bilmesek de festival zamanı enerjisi yüksek keyifli bir yer. Pamplona’da gezilecek yerleri başka bir yazıda paylaşacağız.

Boğa Koşusu veya Boğa Yarışları Nedir?

Pamplona, her sene San Fermin festivaline ev sahipliği yapıyor ve boğa koşuları festivalin en önemli ve ünlü etkinliklerinden birisi. İspanya’nın ve dünyanın dört bir yanından insanlar bu festival için Pamplona’ya akın ediyor. Her sene festival boyunca yaklaşık 1 milyon insanın katılım gösterdiği söyleniyor.

San Fermin festivalinde boğa koşusu her sabah 8’de gerçekleşiyor. Her gün başka bir çiftlikten 12 boğa ve binlerce insan, Pamplona eski şehrinin dar sokaklarından oluşan 875 metrelik parkuru geçmek için koşuyor. Santo Domingo ağıllarında başlayan koşunun sonunda boğalar arenaya ulaşıyor. Boğalar gelir gelmez arenadaki çıkışa yönlendiriliyor. En son boğa girdiğinde ise arenanın giriş kapısı kapatılıyor ve kalan boğalar da çıkartılıyor. Bir boğa koşusu ortalama 2 ila 2 dakika 30 saniye sürüyor. 12 boğanın 6’sı rotayı bilen öküzler iken, diğer altısı akşam yapılacak boğa güreşinde yer alacak boğalardır. Boğa sayısı orijinalinde 6 iken, koşuya göre 12’ye kadar çıkmaktadır.

Boğa koşusu (Kaynak)

Koşucu boğalar arenadan çıkarıldıktan biraz sonra arenaya her seferinde 1 tanesi sahada olmak üzere 6 vaquilla salınıyor. Vaquilla, İspanya’da tam da bu işler için yetiştirilen, evcilleştirilmemiş, 2-4 yaş arası buzağına deniyor. Bu hayvanlar 500-600 kg ağırlığında. Koşucu boğalara göre daha hafif olduklarından daha çevik ve hızlılar. Arenada o an yer alan yüzlerce insanın kışkırtmasıyla saha sola koşup insanları boynuzlamaya çalışıyor. Boynuzların kimseye zarar vermemesi için üzeri bir şeyle sarılıyor veya tıraşlanıyor. Koşucu boğalarda böyle bir önlem alınmıyor. Yaklaşık 10-15 dakika boyunca buzağı insanları kovalıyor. Buzağını arenadan çıkarmak için ise görevliler büyük boğalardan birisini getiriyor. Sanki annesi gelmiş gibi tıpış tıpış arenadan ayrılıyor.

Boğa koşullarına İspanyolca’da encierro deniyor ve Türkçe’ye çevirisi hücreleme denilebilir. Koşu güzergahı boyunca çitlerle kapatılan sokakları ve çitler haricinde tek çıkış noktasının arena olduğunu düşünürsek, hücreleme kelimesi daha anlamlı hale geliyor.

Koşu güzergahı haritadaki gibi:

Boğa Koşularının Tarihi

İspanyol geleneklerine göre boğa koşusu 14. yüzyılın başlarında kuzeydoğu İspanya’da başlamıştır. Hayvanlarını satış ya da boğa güreşleri için mavnalardan ya da kırsaldan şehir merkezlerine taşımak isteyen sığır çobanları, değerli hayvanlarını taşımak için kolay bir yola ihtiyaç duyar. Sığırları pazarda satmak için taşırken, insanlar gerek korku ve heyecan taktiklerini kullanarak gerek atlılar tarafından sığırlarını acele ettirerek süreci hızlandırmaya çalışırlardı. Yıllar süren bu uygulamadan sonra, taşıma ve acele ettirme bir yarışa dönüşmeye başladı; genç yetişkinler boğaların önünde yarışmaya ve geçilmeden güvenli bir şekilde ağıllarına ulaşmaya çalışıyorlardı. Bu uygulamanın popülaritesi arttığında ve İspanyol şehirlerinin genişleyen nüfusu tarafından daha fazla fark edildiğinde bir gelenek ortaya çıkmış oldu.

Pamplona özelinde ise 16. yüzyılda birkaç yerel genç ve kasap, boğaların önünde koşmak için yetkililere meydan okumuş. Mevcut parkur 18. yüzyılın sonlarından kalma ve Santo Domingo’daki ağıllardan Boğa Ringi’ne kadar 848,6 metreyi kapsamakta.

Boğa Koşuları Tehlikeli Mi?

Bu zamana kadar sonuncusu 2009’da olmak üzere en az 16 kişi boğa koşuları sırasında ölmüş. Her sene de ortalama 50-100 arası kişi yaralanıyor.

Örneğin benim katıldığım günkü yarışta hiç boynuzlanma vakası yaşanmazken, 6 yaralanma(boğayla ile çarpışma, boğanın altında kalma gibi) vakası vardı. Boğaların beni geçtikten sonra arkalarından koşarken, yerde birisinin hareketsiz yattığını görmüştüm. Eğer kendinizi o parkura attıysanız ve biraz macera arıyorsanız(hatta bazen aramasanız bile) yaralanmak uzak ihtimal değil.

Unutmayın ki binlerce insanın daracık sokaklarda itiş kakış ile birbirlerine yarattığı tehlike ve izdiham, boğaların yarattığı tehlikeden daha fazla olabiliyor. Örneğin 2013’te arenanın girişinde bir izdiham oluyor ve onlarca insan ile boğalar sıkışıp kalıyor. Hem insanlar hem boğalar için inanılmaz stresli bir durum:

Koşunun yapıldığı sokaklar boyunca, o sokaklara açılan tüm yollar ve meydanlar tahta çitlerle kapatılıyor. Bazı çitler tek şerit iken bazıları çift şerit. İlk çitlerin arkasında basın, polis ve sağlık ekipleri yer alıyor. Aynı zamanda bu alanlar kaçmak isteyen koşucular tarafından kullanılıyor. Koşuyu izlemek isteyen halk ise ancak 2. çitlerin arkasında durabilir.

Olası bir kötü durumda müdahale etmek üzere hem polis hem sağlık ekipleri hazırda bekliyor.

Olaya boğalar açısından bakacak olursak, yasak olmasına rağmen hayvana dokunan, vuran, çeken insanlar dolayısıyla bir eziyet var. Hayvanların binlerce insanın arasında ve o gürültüde yaşadığı stres de cabası. Maalesef bazı şehirlerde koşan boğaların boynuzuna fişek bile bağlıyorlar.

Kimler Boğa Koşusuna Katılabilir?

En önemli şart 18 yaş ve üstü olmak denebilir. İkinci olarak alkollü olunmaması ve hayvanları kışkırtacak hareketler yapılmaması gerekiyor.

Nasıl kontrol ediyorlar derseniz, edilmiyor. Belki ancak polis tipinize bakıp 18 yaşından küçük olduğunuzu veya alkollü olduğunuzu düşünürse koşmanıza engel olabilir.

Bunların dışında boğa koşusuna katılmak için bilet alma, kayıt olma gibi bir süreç yok.

Koşuya katılmak isteyenlerin 1 saat önceden koşunun yapılacağı sokaklarda yer alması gerekiyor. Ancak son yarım saatte de gireni gördüm. Polis falan yoksa veya görmemişse girilebilir.

Ayrıca koşu sırasında telefon, aksiyon kamerası gibi elde tutulan veya düşebilecek aletlerin sokulmaması gerekiyor. Bir görevlinin, göğsüne aksiyon kamerası yerleştiren bir koşucuya çıkar onu gibilerinden bir şeyler dediğini gördüm. Ben telefonla girdim ama koşu sırasında hep cebimdeydi.

Boğa Koşusu Deneyimim ve Gözlemlerim

Ben hem boğa koşusunda hem sonrasında arenada buzağılarla olan kısımda yer aldım.

Pamplona’ya sadece bu festival için Barcelona’dan 6 saatlik araba yolculuğuyla geldik ve Perşembe gecesi vardık. Koşu 8’de başladığı için en geç 7 gibi arenada, sokakta veya koşu alanında olmakta fayda var. Sabahın o erken saatlerinde anne babalarının ellerini tutmuş, beyaz kıyafetleri ve kırmızı mendillerini kuşanıp San Fermin’e katılmak üzere yola düşmüş küçük çocukları gördükçe San Fermin’in ve bu kültürün buranın halkı için ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz.

Öncelikle San Fermin boyunca sokaklarda neredeyse herkes beyaz giyinip, kırmızı mendil/fular veya bele sarılan kuşakla sokaklarda dolanıyor. Tüm şehrin bu şekilde dolaşması, o ahenk müthiş bir görüntü oluşturuyor.

Kendime koşu yeri olarak parkurun en uzun kısmı olan Estafeta Caddesini seçmiştim. Burası aynı zamanda şehrin en revaçta yürüyüş caddelerinden biri. Sonra, sebebini anlayamamakla beraber, polis belediye tarafından sokağı kapatarak bizi diğer tarafa doğru ötelemeye başladı. Diğer tarafta arena yönünde ise tahta çitle sokağı kapatmışlardı. Belli ki o kısımda kimsenin beklemesine izin vermeyeceklerdi. Kalabalığa baktım ve bir İspanyol’a yanaşıp onu takip ettim. O da neden olduğunu bilmiyordu ama nereden tekrar sokağa girebileceğimizi biliyordu. Arka sokaklardan geriye doğru koştuk ve Mercado de Santa Domingo tarafından Tramo de Santo Domingo caddesine çıkmıştık. O caddeden belediyenin oraya kadar biraz eğim var. O eğimi boğaların önünde koşmak istemediğim için belediye binasının önüne kadar yürüdüm ve orada bekledim yarışın başlamasını.

Estafeta Caddesi (Kaynak)

Yarışın başlamasına dakikalar kala herkesin ne kadar heyecanlandığını ve havadaki o enerjiyi görebiliyorsunuz. Özellikle ilk kez gören biz yabancılar için o bilinmezlik adrenalin seviyemizi yükseltmiş olabilir.

Benim ilk seferim olduğu için çok ciddiye almamıştım ama düzenli koşanlar ısınıyorlar, birbirleri ile stratejilerini konuşup, ona göre belirli bir noktadan yarışa başlıyorlar.

Yarış başlamadan önce insanların elinde gazete okuduklarını görünce ne kadar da vaktini değerlendiren okumayı seven insanlar diye düşünürken, bunun bir gelenek olduğunu öğrendim. Aslında belirli bir niyeti olmadan bir koşucu gazete ile koşmaya başlıyor ve diğerleri de bunu örnek alıp diğer yarışlarda dürülmüş gazete ile koşuyorlar. Boğa koşusu anıtında bile insanları elinde gazete ile resmetmişlerdi.

Atış sesi ve koşu başlamıştı. Saniyeler sonra boğalar, koşucuların San Fermin’den koşuda yardım etmesi için dua ettikleri duvardaki nişin önüne gelmişlerdi. Adrenalin salgılanmaya başlamıştı. Artık kalabalıktan dolayı boğaları göremiyordum. Sadece Meksika dalgası gibi koşan ve sağa sola ayrılan insanları görebiliyordum.

Boğa koşusu öncesi koşucuların önünde dua ettiği San Fermin

Koşuyla ilgili beni en çok şaşırtan şey hız oldu. Olay o kadar çabuk gerçekleşiyor ki boğaları görmenizle kaybolmaları arasında saniyeler geçiyor. Etrafta çok fazla insan olduğu için, hayvanları ancak çok yaklaşıp önlerinde kimse kalmayınca görebiliyorsunuz. Boğaları görünce çok heyecanlandım ve biraz da korktum.

Boğaları görmeden biraz önce hafif hafif koşmaya başlamıştım ki yanlarında eşlik edebileyim ama yarışın hızı, kalabalık ve heyecanla belki birkaç saniye onların yanında koşabildim sonra gerilerinde kaldım.

Tüm boğalar arenaya girince kapı kapatılacağı için, boğaların ardından koşmaya devam ettim ki arenada kendime yer kapayım. Kendimi Estafeta Caddesi’ne zar zor atmıştım, çünkü polis belediye meydanı tarafındaki girişi tekrar kapatıyordu. Koşmaya devam ettim. Yerde hareketsiz yatan birini ve ona müdahale eden sağlık ekiplerini gördüm. Ara ara önümdeki insanların arkalarına baktıklarını görüyordum ama anlam da verememiştim. Nihayet arenaya ulaştım. Tribünler hınca hınç, arena tıka basa doluydu.

O zaman ilk defa birkaç genç kız gördüm. Koşuya girmek için cinsiyet sınırlaması yok ama kadınlar pisi pisine hayatlarını tehlikeye atma konusunda erkekler kadar aptal değil sanırım.

Arenanın tam ortasına geçip eşimi arayıp nerede oturduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir anda solumda bir hareketlilik farkettim. Boğalar bulunduğum yere doğru koşuyordu! Koşu sırasında o anın heyecanı ile kaç tane boğanın geçtiğini görmemiştim ama belli ki grup bir yerde ikiye ayrılmış ve bazı boğalar arenaya ancak giriyordu! Kendimi hemen kenara doğru attım.

Tüm boğalar çıktıktan sonra arenada beklemeye koyulduk. Çok fazla turist vardı. Özellikle Amerika’dan boğa koşusu ve güreşi için gelen çok oluyormuş.

Sonrasında teker teker buzağıları saldılar arenaya. Kızdırmaya, dikkatini çekmeye çalışan insanların peşinden bir sağa bir sola koşturup durdular. Gerçekten tahmin edilemezler. 3-4 defa karşı karşıya geldik ama neyse ki üzerime yürümedi. Birçok boynuzlanma olayı oldu ama sadece bir tanesi ciddi gibiydi. O ciddi olanda ise iki ayaklı bir hayvan buzağının kuyruğuna asılıp çekmeye başladı. Diğer insanlar dikkatini dağıtırken birileri yaralıyı kenara çekti.

Boğa Yarışları Nerede ve Nasıl İzlenir?

Koşunun yapıldığı güzergah boyunca polis veya belediye tarafından yerleştirilen tahta çitlerden bahsetmiştim. Bu noktalardan izlenebilir. Ancak kısıtlı yer olduğunu ve öndeki çitlerin polis, basın veya sağlık ekiplerince doldurulduğunu unutmayın. Alan kısıtlı olduğu için erken gidip yer kapmak gerekir. Ayrıca yarış oldukça hızlı geçtiği için muhtemelen 3-5 saniye görebileceksiniz. Eğer erken gidip yer kapabilirseniz yarışın ilk başladığı yere yakın olan ve üstten gören P.º de Rda benim gözüme iyi gözüktü.

En yaygın ve rahat yöntemlerden birisi balkondan izlemek. İspanya’da balkonlar genelde Fransız balkon denilen tarzda. San Fermin boyunca birçok insan evlerinin kapısını balkondan yarışları izlemek isteyenler için açıyor. Tabii ki ücreti karşılığında. Fiyatlar gördüğüm kadarıyla 80-90 Dolar’dan başlıyor. Konuma, katına, yapılan ikramına vs göre fiyat çok daha artabilir. Koşu güzergahında en uzun kısım Estafeta Caddesi olduğu için buradan bir balkon kiralamak daha mantıklı olabilir. Balkon kiralamak için şu siteye bakabilirsiniz: https://shop.sanfermin.com/en/

Son alternatif ise yarışın sonunda arenada yer almak. Burada aslında tam olarak yarışı görmüyorsunuz ama boğaların ve insanların arenaya girişi ve buzağılarla olan kovalamayı görebilirsiniz. Eşimin yaptığı şey buydu. Arena 6.30’da açılıyor. Bir koltuk numarası olmadığı için ilk giden oturur mantığı var. Onun için 7-7.15’ten daha geç kalmayın. Arenadaki ekranlardan yarışı görme şansınız da var. Arenada izlemek için bileti buradan alabilirsiniz.

Pamplona Arenası’ndan görüntü

Eğer San Fermin için birkaç gün kalacaksanız, bir gün sokaktan bir gün arenadan izleyip iki ortam da görülebilir.

Tavsiyeler

Konaklamanızı önceden ayarlayın. Bu festival için insanlar dünyanın dört bir yanından Pamplona’ya akın ediyor. Doğal olarak konaklama fiyatları katlanıyor. Ayrıca Pamplona, Santiago Hac Yolu(Camino de Santiago) üzerinde kaldığı için normal zamanlarda da modern zaman hacıları tarafından konaklama talebi olan bir yer. Biz AirBnB’de Milagrosa bölgesinde kaldık. Yürüme 15-20 dakikaya şehir merkezine gidiliyordu ki makul bir süre.

Araba ile geliyorsanız, tam emin olmamakla beraber özellikle şehir merkezindeki otopark alanları sadece şehir sakinleri için ayrılmış diye anladım. Bizim kaldığımız yere yakın Parking Milagrosa diye Google Haritalar’da aratırsanız 3-4 farklı geniş otopark alanı var. İlk 24 saat ücretsiz, 48 saat için 4.35 Euro gibi bir şey ödedik.

Mümkün olduğunca beyaz giyinip, kırmızı aksesuar kullanın şehrin ahenginin bir parçası olun! Yoksa bile endişelenmeyin. Pamplona’da onlarca dükkan ve tezgahtan uygun fiyatlara beyaz şort, tişört, pantolon, fular, kuşak bulabilirsiniz. Koşu öncesinde bile Estafeta Caddesi’nde açık dükkan vardı. Tabii ki bu ürünler pek kaliteli değil.. Biraz daha kaliteli ama pahalı bir şeyler arıyorsanız https://kukuxumusu.com/en/ sitesine bakabilirsiniz. İster gitmeden önce sipariş verebilir ister Pamplona’da birçok dükkanda bulabilirsiniz.

Şehri gezmek için yarım gün bile ayırmak yeterli olacaktır. Zaten güne boğa koşuları nedeniyle erkenden başlıyorsunuz. Pamplona’nın eski şehir kısmı çok büyük değil ve göreceğiniz yerler sayılı. 1 günde gündüz boğa koşularını ve görülmesi gereken yerleri görüp, öğleden sonra ve gece kendinizi partiye bırakabilirsiniz. Geceyi de Pobre de mí ile bitirebilirsiniz. Bizim yaptığımız buydu. Eğer programınızı uydurabilirseniz açılış töreni Chupinazo da baya etkileyici duruyor.

Unutmayın bu bir festival ve boğa koşularının yanında diğer onlarca etkinlik oluyor. Şu siteden o senenin programına mutlaka bakın.

Katalonya’daki Corre de Foc(Ateş Koşusu)’na benzer bir gelenek olan Toro de Fuego boğa kostümü giyilerek yapılıyor.

Fuente de la Navarrería denilen çeşmenin üzerine çıkıp atlamak gibi bir gelenek var ancak bu ne İspanyol ne Bask geleneği. Tamamen turist zırvası.

Bizim San Fermín maceramız karışık duygularla geçti. Bir yandan ilginç ve özgün bir deneyim diğer yandan hayvanlara üzülüyorsunuz. Şahsen o ortam deneyimlenmeli diyorum. Bir sonraki durağımız Domates Festivali(Tomatina)’nde görüşmek üzere!

Referanslar ve Yararlı Siteler:

Ender

Son Yazılar

Eguisheim Gezi Notları

Salut arkadaşlar! Colmar'ı ziyaret edenlerin görmesini tavsiye ettiğimiz 2 köyden bir diğeri olan Eguisheim yazımızla… Read More

3 hafta önce

Turckheim Gezi Notları

Colmar'ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz 2 kasabadan birisi olan Turckheim, Colmar'a 6 km… Read More

2 ay önce

Colmar Gezi Rehberi

Salut arkadaşlar! Bu yazımızda sizlere Aralık 2023 yılı sonunda ziyaret ettiğimiz masal kasaba Colmar'dan bahsedeceğiz.… Read More

2 ay önce

İspanya’da Hayata Başlamak: NIE ve TIE Nedir? Oturum Kartı Randevusu Nasıl Alınır?

Bu yazıda İspanya'da yaşamaya başlayanlar için özellikle ilk başlarda çok kafa karıştırıcı olan NIE, TIE(yabancı… Read More

3 ay önce

Barcelona Restoran Tavsiyeleri

Hep gezmekten tozmaktan bahsediyoruz biraz da yemekten ve Barcelona'da nerede yemeli ondan bahsedelim. Bu yazıda… Read More

3 ay önce

1 Günlük Pamplona Gezi Notları

İspanya'nın dünyaca ünlü boğa koşularının gerçekleştiği şehir olan Pamplona'ya dair gezi notlarımızı paylaşıyoruz bu yazıda.… Read More

5 ay önce